1 Şubat 2012 Çarşamba

Beni Böyle Sev Seveceksen (V)

Ferdi Yeni Bir Aşka Yelken Açıyor

Her geçen gün artan şöhretim sebebiyle, İstanbul’un ünlü gazinolarından bana teklifler yağıyordu. Ben de, şimdi burada ismi reklam olur diye veremeyeceğim, İstanbul’un en ünlü gazinolarından birinde, her Cumartesi konserler vermeye başlamıştım. Her hafta konserime yığınla insan geliyordu, bütün İstanbul beni dinlemeye gelmiş gibiydi. Kalabalığın arasında, ön sıralarda her hafta yerini alan bir kadın vardı. Kadın bende öyle bir alışkanlık yapmıştı ki, sahneye çıkar çıkmaz gözlerim ilk onu aramaya başlamıştı. Açıkçası Esengül’den sonra bir başkasında hoşlanacağımdan pek emin değildim. Kalbime kalın kilitler vurmuştum, kimsenin oraya girmesine izin vermiyordum. Ama her hafta gözleriminin içine bakarak şarkı söylediğim kadından giderek hoşlanmaya başlamıştım. Bir hafta konser bitiminde bu isimsiz güzel, kulisime geldi. Olaylar bundan sonra şöyle gelişti:

Derin Bazman: Merhaba, Ferdi Bey imzanızı alıp sizinle fotoğraf çektirebilir miyiz?
Ferdi: Ne demek! İsminizi alabilir miyim?
Derin: Derin Bazman…

İşte o an kaderin ağlarını ördüğünü hissetim. Baş düşmanım Nuri Bazman’ın kız kardeşi Derin Bazman benden hoşlanıyordu. İşin kötüsü, ben de ondan hoşlanıyordum. Ne olacaktı böyle?

Ferdi: Derin Hanım, sizinle bir gece yemek yemek isterim. Sizin için bir mahsuru yoksa tabi…
Derin: Benim için hiçbir zaman mahsuru olmaz. Size telefonumu, Twitter adresimi ve Facebook adresimi vereyim. Oradan iletişime geçelim olur mu?
Ferdi: Tabii ki, kendinize iyi bakın. En kısa zamanda görüşmek üzere.

Az önce Derin ile yakınlaşmamızın altında, sakın intikam duygusu aramayın! Galiba Derin Bazman’dan hoşlanmaya başlıyordum, acaba o ne düşünüyordu? Bizim, Nuri Bazman ve Esengül ile yaşadığımız olaylardan haberi var mıydı? Konser sonrası, evime geldiğimde onu hemen aramak istedim ama buna şimdilik gerek olmadığına karar verdim. Onu önce Twitter’dan takip etmeye başladım. Sonra da, Facebook’tan ekleme talebi gönderdim. Derin ekleme taleplerime aynı hızla cevap verdi. Birkaç saat internet üzerinden sohbet ettik ve Pazartesi günü buluşmak üzere söyleştik. Uzun süreden beri hiç bu kadar mutlu olmamıştım ve hemen Derin’e beste yapmak üzere sazımı elime aldım. İlhan Perisi ortalarda gözükmüyordu, görünen o ki, bestemi tek başıma yapmak zorundaydım. Fakat bir türlü besteyi bitiremiyordum; daha da kötüsü, yapmaya çalıştıklarım da çok kötüydü. Bütün müzikal yeteneklerim İlhan Perisi’ne mi bağlıydı yoksa?  Derken her zamanki gibi en saçma zamanda İlhan Perisi belirdi:

İlhan: Şunu unutma, eğer bir sanatçı gerçekten acı çekmiyorsa, ondan güçlü sanatsal ürünler beklemek hayalcilik olur.
Ferdi: Ya abi, ne alakası var ya? İnsan mutlu olduğu zamanda iyi parçalar yazabilir.
İlhan: Valla, ben Mutluluk Perisi değilim, Mutsuzluğun Perisiyim. Şu andan sonra benden yardım bekleme! Mutsuz olduğun her an yanındayım ama bunu unutma.
Ferdi: Nasıl ya! Haksızlık ama bu! Ben bundan sonra ne yapacağım peki?
İlhan: Sende o müzikal cevher var evlat. Vasat şarkılar yaparsın bundan sonra, sorun olmaz. Şimdilik ben kaçıyorum, şunu tekrar belirteyim, ne zaman yardıma ihtiyacın olursa yanına geleceğim.
Ferdi: Aslında, pek mutlu olduğum söylenemez. Neden böyle yaptın ki?
İlhan: Tabi tabi… Gayet mutlusun işte. Pis mutlu! Ben mutsuzların yanındayım. Ben mutsuz bir İlhan Perisiyim, tamam mı?
Ferdi: Ana, adam beni kıskandı iyi mi?

İlhan Perim’in şok açıklamalarından sonra, ilk başta ne yapacağımı bilemedim. Ama şunu biliyordum, bende müzikal yetenek var. Onsuz da parçalar yazabilirim ya da direkt müziği bırakabilirim şu anda. Onu bilemedim işte. Her neyse, asıl şu aşk meşk meselelerini çözmem lazım, bir de gerçekten mutlu olup olmadığımı…

Pazartesi gecesi, Derin ile İstanbul’un en gözde lokantalarından birinde yemek yemek için buluştuk. Derin, bütün şıklığı ve güzelliğiyle karşımdaydı. Bu kadın gerçekten çok güzel ya! Hiç abisine çekmemiş. Yemek siparişlerimizi verdikten sonra koyu bir sohbete başladık.

Ferdi: Neler yapıyorsun? Bana biraz kendinden bahset.
Derin: Şu sıralar eğitimim ile meşgulum. Londra’da moda üzerine yüksek lisans yapıyorum, kısa bir süre için buradayım.
Ferdi: Anladım, kesin dönüş olmayacak galiba.
Derin: Bilmiyorum, siz neler yapıyorsunuz?
Ferdi: Bende işte konserdir, dizidir falan öyle takılıyorum.
Derin: Ne güzel bir hayatınız var.
Ferdi: Uzaktan güzel gözüküyor, fakat hep yalnızık var sonunda.
Derin: Evet, sanatçıların trajik durumu. Bu arada, ben arkadaşlarımın arasında açık sözlülüğüm ile tanınırım ve size direkt “ seni seviyorum Ferdi” diyorum, siz ne diyorsunuz?

Derin gerçekten de açıksözlüymüş ama şimdi ne olacak? Acaba abisi ile olan durumumu biliyor mu? Ne yapayım sevgili okuyucu? Konuyu artık açsam mı?

Derin: Suskunluğunuzun sebebini biliyorum, Ferdi. Abim ile yaşadığınız durumu gayet iyi biliyorum. Sizi temin ederim ki, bu olay beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Beni siz ilgilendiriyorsunuz. Sizi ilk gördüğümden beri tutkunum size.

İnanılmaz değil mi? Gel de şimdi aşık olma.

Ferdi: Evet Derin zamanında abin ve eşiyle aramızda tatsız durumlar oldu. Ben de önümüze bakmaktan tarafım, hayat kısa ve böyle şaçma şeylere harcanmayacak kadar değerli. Ben de seni seviyorum.

Evet direkt itiraf ettim. Oh be! Şimdi mutluydum ama kalbim yine kırıktı. Kalbimi o kadar tıka basa Esengül ile doldurmuşum ki, kapasitesi yeni bir aşkı almıyor artık. Yemeğimizi bitirdikten sonra, Esengül ile bir diskoteğe gitmeye karar vermiştik. Elbette bu da daha önce bahsettiğim mekânlar gibi İstanbul’un gözde gece kulüplerinden biriydi.

Esengül ve Ferdi Orhan Yıllar Sonra Karşılaşıyorlar

Mekândan içeri girer girmez, hayranlarım tarafından etrafım sarıldı. Hepsine imza dağıtıp onlar ile fotoğraf çektirdim.  Derin ile çok havalı bir şekilde içeri girdik. Ama o da ne? Nuri Bazman ve Esengül Bazman da orada. Lanet olsun, keşke bu kadar gözde bir mekâna gelmeseydik! Muhallebeciye gitseydik keşke! Şimdi buradan dönmek de olmaz. Esengül’e göz ucuyla baktım gözaltları çökmüştü, duyduklarım doğruydu demek ki. Esengül kendisini alkole vermişti. Kocası olacak Nuri ise kendini eğlenceye vermiş ve şirketlerinin de hali hiç de içler açısı değildi. Nuri, kumarda büyük miktarlarda para kaybediyordu. Fakat mekânda hiç de öyle davranmıyordu. En az Tony Montana kadar itici ve görgüsüz bir şekilde dans ediyor, etrafa para saçıyordu. Bizim mekâna girmemiz ile kalabalığın bize olan ilgisiyle bir anda arkasını dönüp bizi el ele gördü. Esengül sarhoşluğun verdiği tepkisizlikle bizi farketmedi.

Nuri: Derin, bu arabeskçi müsvettesinin yanında ne arıyorsun sen?
Derin: Ne var abi? Sevgilim ile bara geldim, bu seni hiç ilgilendirmez!
Nuri: Herkesle, her yere gidebilirsin ama bu adamla hiçbir yere gidemezsin. Çabuk bırak şu adamın elini!
Ferdi: Hop hop! Orada dur bakalım, önce benimle konuşurken şu, bu diyemezsin. Aklını alırım senin.

Esengül ortalığın hararetlenmeye başladığını görünce, kendine gelmeye başladı. Beni karşısında görünce kısa süreli şok geçirdiyse de, bunu hiç çaktırmamaya çalıştı. Benimle göz göze gelmeye çalışarak, Nuri’yi sakinleştirmeye çalıştı.

Esengül: Dur Nuri! Bulaşma onlara.
Nuri: Sen karışma Esengül! Derin yürü, eve gidiyoruz! Bütün bu olanların hesabını vereceksin.
Derin: Hayır abi, seninle gelmiyorum! Ben yetişkin bir kadınım.
Nuri: Bir de abiye karşı geliyor. Yürü dedim sana, terbiyesiz! Temiz bir dayağı hak ettin.

Nuri’nin Derin’e el kaldırması, beni çileden çıkarmıştı. Hemen duruma müdahale ettim.

Ferdi: İndir o kolu birader!
Nuri: İndirmezsem, ne olur lan?
Ferdi: Aha bu olur!

Nuri alçağının kolunu öyle bir büktüm ki, gözlerinden yaş geldi.

Nuri: Acıyor lan, yapma!

Aslında o elini kırardım, ama dua etsin, Derin var yanımda. Esengül, bu kavganın daha da büyümemesi için araya girmeye sonunda karar vermişti.

Esengül: Yeter, yapmayın artık ayrılın!
Ferdi: Sen karışma, Esengül.
Nuri: Ne oluyor lan? Bütün kadınlar senin mi olsun istiyorsun? O, benim kadınım. Ona ancak ben “sen karışma“ diyebilirim.
Ferdi: Tamam lan, şov yapma! Bir an öyle şey oldum.
Nuri: Çıkışta bekle lan! Dağıtıcam senin ağzını yüzünü.
Ferdi: Gel lan burada dağıt! Gel hadi, ben formdayım, gel hadi, gel gel!
Nuri: Allah mısın lan?
Ferdi: Doğru konuş lan benimle! Bak, çok fena olacak.
Nuri: Kız kardeşimin peşini bırakacaksın. Ne kadar para istiyorsun onu bırakmak için? Söyle!
Ferdi: Lan sen herkesi yanındaki mi zannediyorsun? Beni, hele kardeşini paranla satın alamazsın. Ayrıca benim de artık param var.
Esengül: Gidelim buradan Nuri, ne olur?
Ferdi: Yürü Derin, biz de gidiyoruz.
Nuri: Hayır, Derin biz gidiyoruz ve sen de bizle geliyorsun.
Ferdi: Önce ben söyledim.
Nuri: Öncelik değil, kan bağı önemli koçum.
Ferdi: Lan bak, akıllı konuş!

Derin, olayın daha da büyümemesi için, abisi ile evine döndü. Ben ise hemen zor günler ve saatlerin dostu Hido’yu aradım. Hido benim meşhur olmamdan sonra, benim fahri menajerliğimi üstlendi. Bütün ısrarlarıma rağmen benim evime taşınmayı kabul etmedi. Hido, birkaç saat sonra, her geceyarısı buluşmalarımızda olduğu gibi, sağ elinde içi bira dolu siyah poşet, sol elinde biranın yanında gidecek çerez ve çekirdek ile kapımda belirdi. Bu sırada, Bazmanların evinde kazan kaynamaya başlamıştı.

Nuri sırayla önce Derin’e, sonra da Esengül’e bağırıyordu.

Nuri: Nasıl böyle bir şeyi yaparsın Derin? Sen de hiç mi onur yok?
Derin: Abi seviyorum Ferdi’yi, ne yapayım? Sen kavgalısın diye ben de mi kavgalı olmak zorundayım onunla?
Nuri: Git Murat Boz’u sev, ne bileyim Serdar Ortaç’a aşık ol ama arabeskçiye aşık olmak nedir? Bizim ailenin bir duruşu var. Yarın ayrılık kararını Ferdi’ye bildiriyorsun, yoksa gebertirim ikinizi de!
Derin: Hayır abi, böyle bir şey olmayacak ve mutluluğumuza engel olmayacaksın.
Nuri: Derin doğru odana git, elimden bir kaza çıkacak. Gördün mü ya kızın yaptığını? Ne Ferdi Orhan’mış arkadaş! Sen bile onu unutana kadar ne ızdıraplar çektik. Gerçi sen de onu pek unutmuşa benzemiyorsun. Hergün tükettiğin alkol miktarına bakarsak, bunlar mutluluk alkolü olmasa gerek.
Esengül: Karışma bana, Nuri.
Nuri: Ne haliniz varsa görün, ben yatmaya gidiyorum.

Bazmanlar İmparatorluğu aşk üçgeniyle sarsılmaya başlamıştı. Bizim evde ise Hido ve ben,  Derin Bazman ile ilişkimden bahsediyorduk.

Hido: Abi kadere bak ya! Bu nasıl iş anlamadım.
Ferdi: Evet Hidom, enterasan durum ama galiba ben bu kıza aşığım.
Hido: Hangisine?
Ferdi: Derin’e tabii ki.
Hido: Abi, sen Esengül’ü bu kadar kolay unutmazsın.
Ferdi: Unuttum Hido, ayrıca bir daha onun ismini işitmek istemiyorum. Duyduğuma göre Nuri Bazmanlar bazı maddi sıkıntılar çekiyorlarmış. Artık onlara son darbeyi vurmak lazım değil mi?
Hido: Evet abi, kumara da düşkünmüş bu Nuri.
Ferdi: Tamam o zaman, onu dayakla değil zekâm ve şansımla yeneceğim. Hemen bana onun kumar oynadığı yerleri bul Hido. Yarım kalan kavgamız bir şekilde noktalanmalı! Onun benden aldıklarına karşılık, onun her şeyi…

-Beşinci bölümün sonu-

Can Öktemer



Hiç yorum yok: