Arkası Yarın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arkası Yarın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2012 Cuma

Beni Böyle Sev Seveceksen (VI)

Nuri’yle Son Düello
Kısa süren araştırmalarımızdan sonra Nuri Bazman’ı “Kanarya Sevenler Derneği” ismi altında bir yasadışı kumarhanede bütün servetini tüketirken bulduk. Hido önce benimle gelmek istedi, fakat bu olay artık benimle Nuri arasındaydı. Sonuçta kumara karşıydım elbette ama oyunu da kurallarına göre oynamak lazımdı. Kumarhaneye öyle bir girdim ki, ben bile kendimden korktum. Nuri Bazman Efendi biraz da benimle oynasın bakalım nasıl oynanıyormuş kumar?

Ferdi: Gençler, bu masa boş mu?
Nuri: Ulan, gene mi sen? Belanı mı arıyorsun kardeşim?
Ferdi: Evet Nuri Efendi, şimdi seninle kumar oynacağız.

Nuri ve ben karşılıklı nefretle bakıştıktan sonra, kâğıtlar dağıtıldı ve oyun başlamıştı.

Ferdi: Nesine oynuyoruz Nuri?
Nuri: Farketmez, sen karar ver.
Ferdi: Her şeyine oynayalım o zaman.

Aman Allahım, neler diyordum ben? İntikam gözümü köreltmiş olmalı. Herşeyine oynamak ne demek? Derken yine en olmadık yerde karşıma çıkan İlhan Perisi karşımda belirdi.

İlhan: Kıyamadım sana, yardım etmeye geldim. Her şeyine oynamak ile çok iyi yaptın Ferdi. Bundan sonra sadece benim dediklerimi yap.

Kendi kendime konuşup deli yaftası yememek için, İlhan Persi’ne sadece kafamla evet anlamı gelecek şekilde salladım.

Nuri: Tamam o zaman beyler. Her şeyine oynuyoruz. Seni, o sefil fukara hayatına geri göndereyim de gör, arabeskçi ezik!

Kâğıtları açma faslına geçmiştik. İlhan Perisi’nin yardımıyla dört as da benim elimdeydi. Nuri’de ise berbat bir el vardı. Nuri elimdeki dört ası görünce suratı kireç gibi oldu. Evet, yıllar önceki ezik, kendi halindeki dolmuşcu Ferdi Orhan, bugün intikamını en acı şekilde alıyordu. Nuri Bazman’ın elindeki her şey benimdi artık.

Ferdi: Beyler ben kaçar, Nuri bir ara yanına gelip her şeyin alacağım senin unutma. Kendine iyi bak, iyi akşamlar.

Nuri, hiçbir şey söylemeden yerinde öyle ifadesiz bir şekilde otuyordu. Evet, bugün kazanmıştım ve Nuri Bazman’ı alt etmeyi başarmıştım. Sevgili okuyucu, size daha önce söylemiştim, “Düne kadar hep iyi adamdım, bundan sonra şerefsizin önde gideni olacağım” diye. İşte gene söylüyorum ve ekliyorum, Nuri benden kork bundan sonra! Hayatı zehir edeceğim sana!

Nuri Her Şeyini Kaybediyor

Nuri elinde şarap şişesi ile çılgınca evinin kapısını vurmaya başlamıştı. Gerçekten acınacak haldeydi.

Nuri: Heyt! Esengül neredesin? Aç lan kapıyı. Esengül gel lan buraya! Karşıla beni, ayakta duracak halim yok! Hop! Nerdesin? Esengül diyorum, alo!

Kim derdi ki, koca Nuri Bazman bu hallere düşecek? Olsun ama hak etti o, bütün bunları. Ayrıca nasıl yendim ama Nuri’yi?

Esengül: Bağırma, bağırma geldim, ne bu halin Nuri? Gene kumardan geliyorsun, değil mi?
Nuri: Sana ne lan? Hem ben ikimizin geleceği için kumar oynuyorum, doğacak çocuklarımız için kumar oynuyorum.
Esengül: Kumardan gelecek parayla mı büyüteceğiz çocukları? Hem ne çocuğu Nuri? Bizim çocuğumuz yok, bu bir. İkincisi, ben hamile falan da değilim.
Nuri: İşte ben az önce karar aldım. Esengül gel çocuk yapalım hadi.
Esengül: Ne çocuğu bu saatte? Hem sen çok sarhoşsun.
Nuri: Ben sarhoş falan değilim, hem sen benimle nasıl konuşuyorsun? Esengül, döverim bak seni!
Esengül: Sende de sadece laf var, icraat yok. Hep asarım keserim ama bir numaranı görmedik daha.
Nuri: Al bakalım vurabiliyor muyum? Vuramıyor muyum?
Esengül: Aman Allahım, vurdun bana! İğreniyorum senden pislik adam.
Nuri: Konuşma lan, bak geliyor bak.

Evet Nuri Efendi, sonunda bunu da yaptın. Esengül’ün güzel yüzüne vurdun, şerefsiz herif!

Esengül İntihar Ediyor

Şu ana kadar bu öykü de, hep erkekler konuştu. Bana hiç söz hakkı verilmedi. Halbuki ben de bu öykünün en önemli karakterlerinden biriyim.  Ama artık yeter! Şimdi söz hakkı benim ve ben konuşacağım. Evet Ferdi, ben seni hala seviyorum, keşke sen de bunu bilebilsen ama artık herşey için çok geç. Yaktığın ateşi söndüremedim. Ferdi şimdi diyeceksin, madem beni o kadar seviyordun, neden Nuri ile berabersin? Ondan az biraz hoşlandım galiba, ayrıca ondan tek kuruş bile almadım. Sadece hayatımın kontrolünü kaybettiğim bir dönemdi galiba ve evde kalacağım korkusuyla, Nuri’nin evlenme tekflini kabul ettim. Çok üzgünüm ve şu anda ondan nefret ediyorum, hatta iğreniyorum. Hayatıma son verirken, seni çok sevdiğimi bir kez daha söylüyorum.

EYVAH ESENGÜL NE YAPTIN? OLAMAZ YA! HİKÂYENİN SONUNU BİLMEME RAĞMEN HEYECAN BASTI, ÖLME ESENGÜL’ÜM ÖLME NE OLUR!

Nuri az biraz kendine gelmişti.

Nuri: Esengül, kusura bakma sana vurmak istememiştim. Kendimi dövmek istemiştim o anda. Esengül… Es… Esengülllll neden cevap vermiyorsun? Hem bu ilaçlar ne? Yoksa intihar mı ettin? Hep benim yüzümden olamaz olamaz of! Ya ne yapacağım ben şimdi? Hastaneye götürmek lazım di mi? Of ya şimdi kim götürecek hastaneye aman be! Esengül iş çıkardın akşam akşam başıma.

Adama bak ya! Bir de kim götürecek diyor hastaneye. Adam ol da, sen götür kızı hastaneye, kız ölecek lan biraz acele et. Ah Esengül’üm, kimlere kaldın sen be bitanem?

Bir Hafta Sonra

Esengül, hastaneden çıkmıştı. Sağlığı maşallah yerinde sevgili okuyucu, merak edilecek bir şey yok. Esengül’ün intihar haberini Derin vermişti. Haberi duyar duymaz hastaneye koştum. Hastaneye girerken İlhan Perisi yanımda belirdi.

İlhan: Kız iyi durumda Ferdi, merak etme.
Ferdi: Abi sen nereden çıktın ya? Ayrıca sen sadece müzikle ilgilenmiyor muydun? Kumarhanede karşıma çıktın, şimdi de hastanede çıktın karşıma, ne iş anlamadım valla?
İlhan: Koçum ben, İlham Perisi değil İlhan Perisi’yim bunu unutma… Hadi Esengül, yukarıda seni bekliyor.

Esengül’ün yattığı odaya çıktım. Nuri sefili ve şimdilik sevgilim olan Derin odada yoktu. Hemen Esengül’ün yanına çöktüm. Gözlerim dolar gibi oldu, sıkı sıkı tuttum göz pınarlarımın su yollarını. Ağladığımı görsün istemiyordum Esengül’ün.

Ferdi: Ben hala deliyim, hala sevdalım Esengül. Sen beni unutmuş gibisin ama ben hala deliyim, hala sevdalıyım sana. Yaktığın ateşi söndüremedim Esengül, ben hala seni seviyorum, kalk ne olur! Bak, bu müzik işinden iyi para kazandım. Sen kalk, hemen evlenelim, ben bu müzik işini bırakırım ve hemen bir sahil kasabasında ev tutarız. Mutlu mesut yaşarız, olmaz mı?

Ben Başkasını Seviyorum Derin

Artık duygularım netti, intikamımı almıştım Nuri’den. Her ne kadar, şu anda Derin ile berabersem de, gönlüm Esengül’den yanaydı. Bu sevda bitebilir miydi? Bitmezmiş be sevgili okuyucu. Ben hala âşıkmışım Esengül’e! Of of ne yapacağım ben şimdi? Derin’e ne diyeceğim? Gene iki arada bir dere kaldım. Derin’in duygularını incitmeden ona her şeyi açıklamam lazımdı. O yüzden, ona bu sefer İstanbul’un gözde mekânlarında değil de, daha sıradan bir yerde buluşma teklifi ettim.

Ferdi: Karakterim icabı içi dışı bir insanım Derin.
Derin: Nereden çıktı şimdi bu Ferdi?
Ferdi: Ben başkasını seviyorum Derin.
Derin: Nasıl olur? Sen beni seviyordun hani.
Ferdi: Ben hala Esengül’e aşıkmışım, o benim ilk ve tek aşkım.
Derin: Demek öyle, sen benim gururumla oynadın Ferdi, seni abime söyleceğim.
Ferdi: Önce bir sakin ol, karşına benden daha iyileri çıkacaktır. Yaşın genç daha. Hem sen zaten doktora yapmaya yurtdışına dönmeyecek misin?
Derin: Öyle ama, ben seni çok sevmiştim be Ferdi. Depeche Mode, Lady Gaga dinlerken, seni tanıdığımdan beri Orhan Gencebay’ı, seni dinlemeye başlar oldum. Düşün yani müzikal zevkimi yerle bir etti sana olan aşkım.
Ferdi: Olmaz, benim kalbim iki aşkı birden kaldırmaz, bana fazla gelir. Derin, kusura bakma ama bu iş burada biter. Ayrıca benim gibi delikanlıya yakışmaz, iki insanla aynı anda beraber olmak. Yüreğime iyi geldin, sana her şey için çok teşekkür ederim.

Sevenler Kavuşunca Yaşamak Ne Güzel

Derin’den ayırılınca canım gerçekten çok sıkıldı. Kızı, kendi intikamıma alet etmiş gibi hissettim. Ve bu duygu yoğunluğu ile sahneye çıktım. Aslında Derin’den de hoşlanmıştım ama kalbimim ilk sahibi Esengül’ü de asla aldatamazdım. Karakterime ters anlıyor musunuz?
O günkü performansım süperdi. Mutsuzluğumun etkisiyle, İlhan Perisi bir an yanımdan ayrılmadı. Bünyem ne kadar acı ve üzüntüyle dolarsa, benim motivasyonum o kadar artıyor biliyor musunuz? Bugüne kadarki en iyi performansımı sergilemeştim.

1.         Kadınım
2.         Beni Böyle Sev Seveceksen
3.         Aramam
4.         Unutamadım
5.         Çikita Muz ( Yoğun İzleyici Talebi sebebiyle )
6.         Büyümeyen Bebeksin
7.         Batsın Bu Dünya

Kendi parçalarımın hiç birini okumadım, hep sevdiğim şarkıları söyledim. Gecenin ilerleyen saatlerinde Cengiz Kurtoğlu saati yapıp üst üste Cengiz Abi’nin parçalarını bile söyledim.

Kulisime doğru giderken bir anda onu gördüm. Gözlerime inanamadım, Esengül son sürat bana doğru koşuyordu. Acaba bana mı doğru koşuyordu? Kendimden şüphe ettim bir an! Sağıma soluma bile baktım. EVET EVET BANA DOĞRU KOŞUYORDU ESENGÜL, İNANILMAZ AMA GERÇEK. Ve o, bana doğru koşarken. İlhan Perisi bize şu parçayı çalıyordu:


Esengül: Ferdi, Ferdi sana geldim aşkım. Derin herbşeyi anlattı bana. Az önce ayrıldım Nuri’den. Ben de seni hala seviyorum.
Ferdi: Aşkım benim…

Kabul edin, siz de hikayenin sonunun böyle biteceğini biliyordunuz. Ama hikaye buraya gelene ne kadar nasıl acılar çektik, hüzne boğulduk, art arda sigaralar yaktık değil mi? Ne demiş Orhan Baba:


Az önce, yıldırım nikahı ile hayatlarımızı sonsuza kadar birleştirdik. Efsane aşıklar arasındaki yerimizi aldık. Geri kalan karakterlere ne olmuş, isterseniz bir de onlara bakalım..

Nuri Bazman, bütün servetini yitirmişti. Alkolle ile mücadele ediyor, boşta kalan vakitlerinde ise boşta gezenin boş kalfası olarak çalışıyor.
Derin Bazman ise, Londra’ya yerleşti. Burada bir İngiliz ile hayatını birleştirdi. Abisini hiç aramıyor. Arada beni Facebook’tan dürtüyor ve mesaj atıyor.

Ve bir hikâyenin daha sonuna geldik. Benim bu acı dolu hikâyemi okuyan, benimle hüzünlenen sevgili dostlara müjdeli bir haberim var. Ferdi Orhan, “Rüyalar Gerçek Olsa” adlı concept albümüm yakında sizlerle olacak. Şair, yazar, yönetmen ve heykeltıraş Tuna Kiremitçi’nin hazırlayacağı bir albüm ile yakında karşınızda olacağım. Beni izlemeye devam edin.

-SON-

Can Öktemer

1 Şubat 2012 Çarşamba

Beni Böyle Sev Seveceksen (V)

Ferdi Yeni Bir Aşka Yelken Açıyor

Her geçen gün artan şöhretim sebebiyle, İstanbul’un ünlü gazinolarından bana teklifler yağıyordu. Ben de, şimdi burada ismi reklam olur diye veremeyeceğim, İstanbul’un en ünlü gazinolarından birinde, her Cumartesi konserler vermeye başlamıştım. Her hafta konserime yığınla insan geliyordu, bütün İstanbul beni dinlemeye gelmiş gibiydi. Kalabalığın arasında, ön sıralarda her hafta yerini alan bir kadın vardı. Kadın bende öyle bir alışkanlık yapmıştı ki, sahneye çıkar çıkmaz gözlerim ilk onu aramaya başlamıştı. Açıkçası Esengül’den sonra bir başkasında hoşlanacağımdan pek emin değildim. Kalbime kalın kilitler vurmuştum, kimsenin oraya girmesine izin vermiyordum. Ama her hafta gözleriminin içine bakarak şarkı söylediğim kadından giderek hoşlanmaya başlamıştım. Bir hafta konser bitiminde bu isimsiz güzel, kulisime geldi. Olaylar bundan sonra şöyle gelişti:

Derin Bazman: Merhaba, Ferdi Bey imzanızı alıp sizinle fotoğraf çektirebilir miyiz?
Ferdi: Ne demek! İsminizi alabilir miyim?
Derin: Derin Bazman…

İşte o an kaderin ağlarını ördüğünü hissetim. Baş düşmanım Nuri Bazman’ın kız kardeşi Derin Bazman benden hoşlanıyordu. İşin kötüsü, ben de ondan hoşlanıyordum. Ne olacaktı böyle?

Ferdi: Derin Hanım, sizinle bir gece yemek yemek isterim. Sizin için bir mahsuru yoksa tabi…
Derin: Benim için hiçbir zaman mahsuru olmaz. Size telefonumu, Twitter adresimi ve Facebook adresimi vereyim. Oradan iletişime geçelim olur mu?
Ferdi: Tabii ki, kendinize iyi bakın. En kısa zamanda görüşmek üzere.

Az önce Derin ile yakınlaşmamızın altında, sakın intikam duygusu aramayın! Galiba Derin Bazman’dan hoşlanmaya başlıyordum, acaba o ne düşünüyordu? Bizim, Nuri Bazman ve Esengül ile yaşadığımız olaylardan haberi var mıydı? Konser sonrası, evime geldiğimde onu hemen aramak istedim ama buna şimdilik gerek olmadığına karar verdim. Onu önce Twitter’dan takip etmeye başladım. Sonra da, Facebook’tan ekleme talebi gönderdim. Derin ekleme taleplerime aynı hızla cevap verdi. Birkaç saat internet üzerinden sohbet ettik ve Pazartesi günü buluşmak üzere söyleştik. Uzun süreden beri hiç bu kadar mutlu olmamıştım ve hemen Derin’e beste yapmak üzere sazımı elime aldım. İlhan Perisi ortalarda gözükmüyordu, görünen o ki, bestemi tek başıma yapmak zorundaydım. Fakat bir türlü besteyi bitiremiyordum; daha da kötüsü, yapmaya çalıştıklarım da çok kötüydü. Bütün müzikal yeteneklerim İlhan Perisi’ne mi bağlıydı yoksa?  Derken her zamanki gibi en saçma zamanda İlhan Perisi belirdi:

İlhan: Şunu unutma, eğer bir sanatçı gerçekten acı çekmiyorsa, ondan güçlü sanatsal ürünler beklemek hayalcilik olur.
Ferdi: Ya abi, ne alakası var ya? İnsan mutlu olduğu zamanda iyi parçalar yazabilir.
İlhan: Valla, ben Mutluluk Perisi değilim, Mutsuzluğun Perisiyim. Şu andan sonra benden yardım bekleme! Mutsuz olduğun her an yanındayım ama bunu unutma.
Ferdi: Nasıl ya! Haksızlık ama bu! Ben bundan sonra ne yapacağım peki?
İlhan: Sende o müzikal cevher var evlat. Vasat şarkılar yaparsın bundan sonra, sorun olmaz. Şimdilik ben kaçıyorum, şunu tekrar belirteyim, ne zaman yardıma ihtiyacın olursa yanına geleceğim.
Ferdi: Aslında, pek mutlu olduğum söylenemez. Neden böyle yaptın ki?
İlhan: Tabi tabi… Gayet mutlusun işte. Pis mutlu! Ben mutsuzların yanındayım. Ben mutsuz bir İlhan Perisiyim, tamam mı?
Ferdi: Ana, adam beni kıskandı iyi mi?

İlhan Perim’in şok açıklamalarından sonra, ilk başta ne yapacağımı bilemedim. Ama şunu biliyordum, bende müzikal yetenek var. Onsuz da parçalar yazabilirim ya da direkt müziği bırakabilirim şu anda. Onu bilemedim işte. Her neyse, asıl şu aşk meşk meselelerini çözmem lazım, bir de gerçekten mutlu olup olmadığımı…

Pazartesi gecesi, Derin ile İstanbul’un en gözde lokantalarından birinde yemek yemek için buluştuk. Derin, bütün şıklığı ve güzelliğiyle karşımdaydı. Bu kadın gerçekten çok güzel ya! Hiç abisine çekmemiş. Yemek siparişlerimizi verdikten sonra koyu bir sohbete başladık.

Ferdi: Neler yapıyorsun? Bana biraz kendinden bahset.
Derin: Şu sıralar eğitimim ile meşgulum. Londra’da moda üzerine yüksek lisans yapıyorum, kısa bir süre için buradayım.
Ferdi: Anladım, kesin dönüş olmayacak galiba.
Derin: Bilmiyorum, siz neler yapıyorsunuz?
Ferdi: Bende işte konserdir, dizidir falan öyle takılıyorum.
Derin: Ne güzel bir hayatınız var.
Ferdi: Uzaktan güzel gözüküyor, fakat hep yalnızık var sonunda.
Derin: Evet, sanatçıların trajik durumu. Bu arada, ben arkadaşlarımın arasında açık sözlülüğüm ile tanınırım ve size direkt “ seni seviyorum Ferdi” diyorum, siz ne diyorsunuz?

Derin gerçekten de açıksözlüymüş ama şimdi ne olacak? Acaba abisi ile olan durumumu biliyor mu? Ne yapayım sevgili okuyucu? Konuyu artık açsam mı?

Derin: Suskunluğunuzun sebebini biliyorum, Ferdi. Abim ile yaşadığınız durumu gayet iyi biliyorum. Sizi temin ederim ki, bu olay beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Beni siz ilgilendiriyorsunuz. Sizi ilk gördüğümden beri tutkunum size.

İnanılmaz değil mi? Gel de şimdi aşık olma.

Ferdi: Evet Derin zamanında abin ve eşiyle aramızda tatsız durumlar oldu. Ben de önümüze bakmaktan tarafım, hayat kısa ve böyle şaçma şeylere harcanmayacak kadar değerli. Ben de seni seviyorum.

Evet direkt itiraf ettim. Oh be! Şimdi mutluydum ama kalbim yine kırıktı. Kalbimi o kadar tıka basa Esengül ile doldurmuşum ki, kapasitesi yeni bir aşkı almıyor artık. Yemeğimizi bitirdikten sonra, Esengül ile bir diskoteğe gitmeye karar vermiştik. Elbette bu da daha önce bahsettiğim mekânlar gibi İstanbul’un gözde gece kulüplerinden biriydi.

Esengül ve Ferdi Orhan Yıllar Sonra Karşılaşıyorlar

Mekândan içeri girer girmez, hayranlarım tarafından etrafım sarıldı. Hepsine imza dağıtıp onlar ile fotoğraf çektirdim.  Derin ile çok havalı bir şekilde içeri girdik. Ama o da ne? Nuri Bazman ve Esengül Bazman da orada. Lanet olsun, keşke bu kadar gözde bir mekâna gelmeseydik! Muhallebeciye gitseydik keşke! Şimdi buradan dönmek de olmaz. Esengül’e göz ucuyla baktım gözaltları çökmüştü, duyduklarım doğruydu demek ki. Esengül kendisini alkole vermişti. Kocası olacak Nuri ise kendini eğlenceye vermiş ve şirketlerinin de hali hiç de içler açısı değildi. Nuri, kumarda büyük miktarlarda para kaybediyordu. Fakat mekânda hiç de öyle davranmıyordu. En az Tony Montana kadar itici ve görgüsüz bir şekilde dans ediyor, etrafa para saçıyordu. Bizim mekâna girmemiz ile kalabalığın bize olan ilgisiyle bir anda arkasını dönüp bizi el ele gördü. Esengül sarhoşluğun verdiği tepkisizlikle bizi farketmedi.

Nuri: Derin, bu arabeskçi müsvettesinin yanında ne arıyorsun sen?
Derin: Ne var abi? Sevgilim ile bara geldim, bu seni hiç ilgilendirmez!
Nuri: Herkesle, her yere gidebilirsin ama bu adamla hiçbir yere gidemezsin. Çabuk bırak şu adamın elini!
Ferdi: Hop hop! Orada dur bakalım, önce benimle konuşurken şu, bu diyemezsin. Aklını alırım senin.

Esengül ortalığın hararetlenmeye başladığını görünce, kendine gelmeye başladı. Beni karşısında görünce kısa süreli şok geçirdiyse de, bunu hiç çaktırmamaya çalıştı. Benimle göz göze gelmeye çalışarak, Nuri’yi sakinleştirmeye çalıştı.

Esengül: Dur Nuri! Bulaşma onlara.
Nuri: Sen karışma Esengül! Derin yürü, eve gidiyoruz! Bütün bu olanların hesabını vereceksin.
Derin: Hayır abi, seninle gelmiyorum! Ben yetişkin bir kadınım.
Nuri: Bir de abiye karşı geliyor. Yürü dedim sana, terbiyesiz! Temiz bir dayağı hak ettin.

Nuri’nin Derin’e el kaldırması, beni çileden çıkarmıştı. Hemen duruma müdahale ettim.

Ferdi: İndir o kolu birader!
Nuri: İndirmezsem, ne olur lan?
Ferdi: Aha bu olur!

Nuri alçağının kolunu öyle bir büktüm ki, gözlerinden yaş geldi.

Nuri: Acıyor lan, yapma!

Aslında o elini kırardım, ama dua etsin, Derin var yanımda. Esengül, bu kavganın daha da büyümemesi için araya girmeye sonunda karar vermişti.

Esengül: Yeter, yapmayın artık ayrılın!
Ferdi: Sen karışma, Esengül.
Nuri: Ne oluyor lan? Bütün kadınlar senin mi olsun istiyorsun? O, benim kadınım. Ona ancak ben “sen karışma“ diyebilirim.
Ferdi: Tamam lan, şov yapma! Bir an öyle şey oldum.
Nuri: Çıkışta bekle lan! Dağıtıcam senin ağzını yüzünü.
Ferdi: Gel lan burada dağıt! Gel hadi, ben formdayım, gel hadi, gel gel!
Nuri: Allah mısın lan?
Ferdi: Doğru konuş lan benimle! Bak, çok fena olacak.
Nuri: Kız kardeşimin peşini bırakacaksın. Ne kadar para istiyorsun onu bırakmak için? Söyle!
Ferdi: Lan sen herkesi yanındaki mi zannediyorsun? Beni, hele kardeşini paranla satın alamazsın. Ayrıca benim de artık param var.
Esengül: Gidelim buradan Nuri, ne olur?
Ferdi: Yürü Derin, biz de gidiyoruz.
Nuri: Hayır, Derin biz gidiyoruz ve sen de bizle geliyorsun.
Ferdi: Önce ben söyledim.
Nuri: Öncelik değil, kan bağı önemli koçum.
Ferdi: Lan bak, akıllı konuş!

Derin, olayın daha da büyümemesi için, abisi ile evine döndü. Ben ise hemen zor günler ve saatlerin dostu Hido’yu aradım. Hido benim meşhur olmamdan sonra, benim fahri menajerliğimi üstlendi. Bütün ısrarlarıma rağmen benim evime taşınmayı kabul etmedi. Hido, birkaç saat sonra, her geceyarısı buluşmalarımızda olduğu gibi, sağ elinde içi bira dolu siyah poşet, sol elinde biranın yanında gidecek çerez ve çekirdek ile kapımda belirdi. Bu sırada, Bazmanların evinde kazan kaynamaya başlamıştı.

Nuri sırayla önce Derin’e, sonra da Esengül’e bağırıyordu.

Nuri: Nasıl böyle bir şeyi yaparsın Derin? Sen de hiç mi onur yok?
Derin: Abi seviyorum Ferdi’yi, ne yapayım? Sen kavgalısın diye ben de mi kavgalı olmak zorundayım onunla?
Nuri: Git Murat Boz’u sev, ne bileyim Serdar Ortaç’a aşık ol ama arabeskçiye aşık olmak nedir? Bizim ailenin bir duruşu var. Yarın ayrılık kararını Ferdi’ye bildiriyorsun, yoksa gebertirim ikinizi de!
Derin: Hayır abi, böyle bir şey olmayacak ve mutluluğumuza engel olmayacaksın.
Nuri: Derin doğru odana git, elimden bir kaza çıkacak. Gördün mü ya kızın yaptığını? Ne Ferdi Orhan’mış arkadaş! Sen bile onu unutana kadar ne ızdıraplar çektik. Gerçi sen de onu pek unutmuşa benzemiyorsun. Hergün tükettiğin alkol miktarına bakarsak, bunlar mutluluk alkolü olmasa gerek.
Esengül: Karışma bana, Nuri.
Nuri: Ne haliniz varsa görün, ben yatmaya gidiyorum.

Bazmanlar İmparatorluğu aşk üçgeniyle sarsılmaya başlamıştı. Bizim evde ise Hido ve ben,  Derin Bazman ile ilişkimden bahsediyorduk.

Hido: Abi kadere bak ya! Bu nasıl iş anlamadım.
Ferdi: Evet Hidom, enterasan durum ama galiba ben bu kıza aşığım.
Hido: Hangisine?
Ferdi: Derin’e tabii ki.
Hido: Abi, sen Esengül’ü bu kadar kolay unutmazsın.
Ferdi: Unuttum Hido, ayrıca bir daha onun ismini işitmek istemiyorum. Duyduğuma göre Nuri Bazmanlar bazı maddi sıkıntılar çekiyorlarmış. Artık onlara son darbeyi vurmak lazım değil mi?
Hido: Evet abi, kumara da düşkünmüş bu Nuri.
Ferdi: Tamam o zaman, onu dayakla değil zekâm ve şansımla yeneceğim. Hemen bana onun kumar oynadığı yerleri bul Hido. Yarım kalan kavgamız bir şekilde noktalanmalı! Onun benden aldıklarına karşılık, onun her şeyi…

-Beşinci bölümün sonu-

Can Öktemer



31 Ocak 2012 Salı

Beni Böyle Sev Seveceksen (IV)

Kill Nuri: “İntikam Soğuk Yenirse Lezzetli Bir Aştır”

İlhan Perisi’nin söyledikleri aklıma yatmıştı aslında. Esengül, beni tamamen parasal sebebler yüzünden terk etti ya! Ya da ben öyle zannediyorum, bu konuyu tam olarak anlamış değilim. Neyse, benimde intikamım geldi işte! Popstar olayı benim bu intikam projemin ilk ayağı olacak. O yüzden, acil Hido’yu bulmam lazım, katılım formu ondaydı.

Ferdi: Hido, sen formu attın mı kardeş?
Hidayet: Ne formu abi?
Ferdi: Popstar formu. Attın mı onu yoksa?
Hidayet: Yok abi atmadım, yoksa katılıyor muyuz?
Ferdi: Giriyoruz Hidom, Ferdi Abin bundan sonra hayatını intikama adadı.
Hidayet: İşte bu abi!
Ferdi: Ferdi Abin, bundan sonra para için o güzel kadife sesini satacak anladın mı? Bugüne kadar hep iyi adamdım, bundan sonra şerefsizin önde gideni olacağım.
Hidayet: Yapma abi, o kadar da değil! Sana yakışmaz, öyle şerefsiz olmak.
Ferdi: Hidom, batsın bu dünya, bitsin bu rüya, kula kulluk edene, yazıklar olsun.
Hidayet: Haklısın be abi!

Hidayet’e söylediklerimde çok samimiydim. Evet, bugüne kadar hep iyi adam oldum, kötülerin düşmanı, iyilerin dostu Ferdi Orhan’dım ama bundan sonra ise intikam yemini etmiş bir Ferdi Orhan’ım. İntikamımı alınca tekrardan özlenen ve sevilen Ferdi olabilirim tabi. Buradan size söz veriyorum, sevgili okuyucular.

Nuri Bazman’dan Son Olaylara Yönelik Açıklama

Bugüne kadar hep Ferdi konuştu, biraz da benim konuşma hakkım yok mu? Elbette var. Ben Nuri Bazman. Bu satırlara kadar hep kötü adam olarak lanse edildim, alakası yok. Hem zenginim diye sevme hakkım yok mu? Esengül, kız kardeşime ders vermeye başladığı ilk günden itibaren, ona gönlümü kaptırdım. Öyle güzel ders anlatıyordu ki, hele o ünsüz benzeşmesini anlatması, Sahra’da aniden yağmaya başlayan bir yağmur etkisi yapıyordu yüreğimde. Okulda anlamakta güçlük çktğm “Fıstıkçı Şahap”ı bile onun sayesinde yıllar sonra öğrendim. Kbl edyrm, onu tavlamak için para teklfı etmem brz ethık dısıydı. Ama ben de bndan bska bir yol bilmiyom.. We size buradan söz veriyorum Esengül’ü dünyanın en mutlu kadını yapıcam ve bana kalırsa o da beni dünyanın en mutlu erkegi yapacak. O, bana yerli yersi çamur atan Ferdi Orhan’da avucunu yalar. Bu yazı da sana kapak olsun.

Olaylara El Koyuyorum

Benim kişilik haklarıma saygısızılıkta bulunan, bu Nuri Bazman adlı kişiyi ciddiye almıyorum, sevgili okuyucu. Aramıza, böyle kişiliksiz adamlar hiçbir zaman giremez. Ayrıca, Esengül bana âşık bana! Buna inanıyorum. Son olarak Nuri denilen adam, internet Türkçesi ile bana tekzipte bulunmasın, ağzını yüzünü kırarım onun…

Eve geldiğimde, çok mutsuzdum. Bugün günlerden pazardı ve biz Esengül ile pazar günleri hep dışarıda dolaşır, beraber kahvaltı yapardık. Bu ruh halimle, hemen yaktım bir sigara. Bilgisayardan “Sensiz Olmaz” parçasının Müslüm Gürses versiyonunu açtım. Damara pompalamaya başladım acıyı, kederi. Aldım elime sazımı, tam sazımı çalacakken, İlhan Perisi arkamdan belirdi.

İlhan: Şimdi, sol ile başlıyoruz, en son la minörde bitereceğiz.
Ferdi: Ya güzel abim, sen niye böyle pat diye çıkıyorsun? Hem ben bilmem nota falan.
İlhan: Öğreneceksin, bak bu şarkının adı ne olsun biliyor musun?
Ferdi: Ne olacak?
İlhan: “Mutluluk En Çok Benim Hakkım”
Ferdi: Vay, süpermiş! E hadi hemen bitirelim şarkıyı.
İlhan: Dur bakalım, hemen öyle acele etme. Bugün A yüzünü bitiriz, yarın B yüzünü.
Ferdi: Ya abi, a yüzü-b yüzü mü kaldı, Allah aşkına? Millet bunu çatır çatır netten inderecek.
İlhan: Ağız alışkanlığı evlat. Ama “Mutluluk En Çok Benim Hakkım”ı bitirelim, çünkü yarışmaya bu parça ile katılacaz.
Ferdi: Eyvallah.

O gün, gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalıştık ve yakın zamanda Türkiye’nin en popüler parçalarından olacak olan, “Mutluluk En Çok Benim Hakkım” adlı parçayı bitirdik.  İlhan Perisi’ne şarkı bitiminde yemeğe kalmasını, olmadı bir bira içmesini teklif ettim; fakat o varoluşsal olarak gıda ve sıvı tüketemediğini söyledi. Sonra ben, hepinizin aklına geldiği gibi hemen Hido’yu aradım ve şarkıyı dinlettim ona telefonda. Hido bana parçanın çok iyi olduğunu, bu parça ile yarışmayı kazanacaklarını söyledi. Ben, bu iddialı yorum karşısında bir başka yorum yapmadım.  Aklımda o anda sadece Esengül vardı, acaba ne yapıyordu şimdi? O büyük, kocaman villada mutlu muydu? Zenginlik hiç Esengülüm’e uygun bir şey değildi. Biz fakir olmak için yaratılmıştık, beceremeyiz zenginliği, sevgili okuyucu. Neyse benim yarışmaya hazırlanmam lazım.

Üç Gün Sonra

Can yoldaşım, Hido ile beraber yarışmanın yapılacağı otele gittik. Mahşer kalabalığı vardı resmen, her telden adam orada jüriyi etkilemeye çalışıp Türkiye’nin yeni gözdesi olmak için çalışacaklardı. O sırada, İlhan Perisi yanıma geldi.

İlhan: Umarım, heyecanlı değilsindir.
Ferdi: Abi, ne işin var burada?
İlhan: Orhan Gencebay’a parçayı dinlettim az önce, çok beğendi. Patlar bu şarkı dedi.
Ferdi: Nasıl abi? Şike mi yaptık şimdi?
İlhan: Hayır, ne şikesi? Orhan Abi’yi çok eski tanırım. Rica ettim dinledi, çok beğendi. Büyük ihtimalle de yarışmayı biz kazandık.
Ferdi: Abi, sen Orhan Gencebay’ı nereden tanıyorsun? Neler dönüyor burada?
İlhan: Sen, her şeyi kurcalama. Bak, seni çağırıyorlar.

İlhan Perisi, yine bir anda ortalıktan kayboldu. Hido’dan helallik aldım, girdim içeri. Jüride; Orhan Gencebay, Dilberay, Hülya Avşar ve Acun vardı. “Mutluluk En Çok Benim Hakkımı” patlatıverdim.

Hülya Avşar: Ben, çok etkilenmedim açıkçası. Yani daha iyi olabilirdi, bir şeyler eksikti sanki.
Acun: Hala bu tip şarkılarla bir yere gelmek istemek manasız. Yeni bir şeyler söylemek lazımdı, ama bir şans daha tanımak lazım. Ben evet diyorum.
Orhan Gencebay: Evet, ben çok beğendim. Ben yürekten eve diyorum.
Dilberay: Ben de evet diyorum. Harika olmuş, yüreğine sağlık kardeşim.

İnanamıyordum, ilk ön elemeyi geçmiştim. İlhan Perisi’nin dedikleri çıkıyordu, ama aklıma bir şey takılmıştı. İlhan Perisi gerçekten şike mi yapmıştı? Böyle bir şey varsa hemen yarışmadan çekilmek icap eder.  Ön elemeden sonra, yarışma faslına geçilmişti, ben her hafta kendimi de aşarak inanılmaz bir performans sergiliyordum. Türkiye genelinde mesajların hepsini topluyordum. Her haftanın gönüllerinin de birincisi ben oluyordum. Bu inanılmaz bir istatistikti. Dolmuşa çıktığım zaman, benim dolmuşum tıklım tıklım olmaya başlamıştı. Sadece beni görmek için rastgele dolmuşa binenler bile çıkıyordu. Gazeteler, “Dolmuşçuluktan Türkiye yıldızlığına” gibi haberler yapmaya başlamışlardı. İlhan Perisi ve Hido ise bu arada sosyal medyanın da gücünün kullanarak benim videolarımı, fotoğraflarımı ve her şeyimi paylaşıyorlardı. Artık paylaşıma açılmıştım, internette saniyede bin tık alıyordum. Bundan tam altı ay sonra, ilk albümümü bitirmek için stüdyoya girdik. İlhan Perisi ile bir haftada aranjmanını vs. bitirdiğimiz “Mutluluk En Çok Benim Hakkım” isimli albümün parça listesi şöyle olmuştu;

  1. Kırık Bir Aşk Hikâyesi/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (04.12)
  2. Seni Sevdim Be Allahsız/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (03.13)
  3. Yalan Oldun/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (03.45) 
  4. Hidayet’e Erdim/Söz-Müzik: Hidayet Dostane (12.10) 
  5. Beni Böyle Sev Seveceksen (Dj Akman Remix)/Söz-Müzik: Orhan Gencebay (04.12) 
  6. Allah Belanı Versin (İsmail Yk Remix)/Söz-Müzik: İsmail Yk (05.15) 
  7. Mutluluk En Çok Benim Hakkım/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (03.12) 
  8. Hey Hey Taksi (DJ Sertan Remix )/Söz-Müzik: Emrah (03.15) 
  9. Bir Tek Yüreğimden Atamadım Seni/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (05.00) 
  10. Fukara Sevgisi/Söz-Müzik: Ferdi Orhan (04.00)

Bu albümle, öldü denilen müzik piyasasını sarsmıştım. Albümüm milyonluk satış rakımına ulaşmıştı. Bir anda Türkiye’nin en sevilen şarkıcı olmuştum.

Bu Âlemde Yeni Kral Ferdi Orhan

Açıkçası, bundan birkaç ay öncesinde, bu kadar ünlü olabileceğimi hiç tahmin etmiyordum. Ama şunu söylemem gerekiyor, eğer ben Esengül ile ayrılmış olmasam, belki de bu işlere hiç bulaşmayacaktım. İçimdeki intikam duygusu beni gaza getirdi. Birazdan ilk büyük stadyum konserimi vereceğim. Hido’nun söylediğine göre kafadan 20 bin kişi varmış dışarıda. Sizin kulağınıza da geldi mi? Hepsi bir ağızdan Ferdi Orhan diye bağırıyorlar. İntikam projesinin ilk ayağını bitirdik, şimdi sıra ikinci ayakta. Esengül ve Nuri Bazman ile hesaplaşacağız.

Ferdi Orhan Röportajı

Şov programı, dev konserler, dizi-filmler, birkaç yıl önce hayal bile edemeyeceğim bir yerdeyim bugün. Aşağıda bir kısım medyaya verdiğim röportaj var.

Gazeteci: Öncelikle bize bu yoğun iş temponuzda zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.
Ferdi: Estağfurullah!
Gazeteci: Kamuoyunda son zamanlarda, Eurovison’a sizin gitmeniz yönünde yoğun ısrarlar var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ferdi: Valla ülkemizi temsil etmekten kaçınmayız. Halkımız ve yüce devletimiz de uygun gördükten sonra, neden olmasın?
Gazeteci: Sizin en sevdiğiniz Eurovison parçası nedir?
Ferdi: Çetin Alp’ten “Opera”
Gazeteci: Şu sıralar yeni projeler var mı?
Ferdi: Yakın zamanda Sinan Çetin ile bir film projemiz var. “Fakirler de Sever “ ismi, o çekilecek. Onun dışında senfonik Ferdi Orhan projemiz var, Fazıl Say ile görüşmeye çalışıyoruz. Fakat telefonlara çıkmıyor, galiba yurtdışındaymış. Sonra Mahsun Kırmızıgül’ün yazacağı, yöneteceği, müziklerini yapacağı aynı zamanda oynayacağı bir dizi işi var. Yoğunuz, yani anlayacağınız.
Gazeteci: Biraz da magazin sorusu soralım. Hayatınızda biri var mı?
Ferdi: Hayır, yok.
Gazeteci: Peki şu sıralar, magazin basınında konuşulan bir konu var. Nuri Bazman’ın nişanlısı Esengül Hanım, sizin eski nişanlınızmış, doğru mu?
Ferdi: Biz nişanlı değildik, arkadaştık öyle bir şey yok!
Gazeteci: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz, Ferdi Bey.
Ferdi: Ben teşekkür ederim.

-Dördüncü bölüm sonu-

Can Öktemer