29 Mart 2011 Salı

Yıldızların Altında (IV)

Valilik binasının önünde, büyük bir patlama meydana gelir. İsyan başlamıştır, halk sokaklara dökülmüştür.

Koruma 1: Valiyi kaybediyoruz! Çabuk ilk yardımı çağırın, çabuk!

Koruma 2: Artık çok geç! Valiyi kaybettik! Başka ölü ya da yaralı var mı, araştırın!

OTEL LOBİSİ

Bonito ve silahlı beş arkadaşı, otelin mutfağından gizlice giriş yapmıştır. Patlamayı duyan Obi-Wan irkilmiştir, yukarıdakiler de aşağıya inmiştir. Ortam, suikast yapmaya çok müsaittir. Bonito büyük bir şans elde etmiştir. Silahlarını hazırlayan Bonito ve adamları, tam cepheden Obi-Wan ve arkadaşlarını görür ve siper alır.

Tetikçi 1: Patron, neden yakalamıyoruz ki? Öldürmek biraz riskli değil mi? Ya kurşun kafalarına falan isabet eder, cesetler tanınmayacak hale gelirse…

B: Lan ne uğraşacağım yakalamak, la? Temiz temiz indiririm lavuğu, olur biter. Siz karışmayın, benim planlarıma. Herkes yerini alsın şimdi.

Ayhan telaşla aşağı iner.

A: Usta ne oldu ya? Tüp gaz mı patladı?

O-W: Hayır, vali patladı. Burada garip olaylar dönüyor, beyler. Toparlanmamız lazım. Vader bizi bulmuş olabilir.

Y: Obi-Wan, sen de benim hissettiğimi hissediyor musun?

O-W: Evet usta, güçte büyük bir dengesizlik var. Bu hayra alamet değil.

Bu sırada yukarıda çantaları toparlayan Mr.Spock, merdivenden aşağıya inerken, Bonito ve adamlarını görür ve silahını çekip bağırmaya başlar.

M.S: Beyler, dikkat edin!

Obi-Wan ve arkadaşları panik halinde arkalarına bakarlar. Lobide nefes kesen bir çatışma başlamıştı. Lazerler havada uçuşmaktaydı. Bonito ve adamları kullandıkları yüksek teknolojili silahlarla, Obi-Wan ve şürekâsını kıstırmıştı. Mr. Spock’ın 1970’lerden kalma silahı ise su tabancası kadar etki yapıyordu. Bu it dalaşı sırasında, yüksek ihtimal ilahi adalet diyebileceğimiz bir olay neticesinde, lazerlerden bir tanesi ispiyoncu resepsiyoniste de isabet etti. Bu sıkışık durumdan Jedi öğretileri galip çıktı, tabii ki. Obi-Wan force’u kullanarak (ki dört bölümdür ilk defa yapmaktadır), Bonito ve adamlarının silahlarını ellerinden aldı. Bitirici hamleyi yaparak light saber vasıtasıyla hepsi ip gibi dizdi. Sonra bu yaptıkları normalmiş gibi, yanlarına geldi. Ayhan Skywalker şok içindeydi.

A: Usta, bu hareketleri bana da öğret! Kurbanın olayım, ne olur?

O-W: Dur lan, bir dakika. Beyler, herkes hazırsa buradan vınlıyoruz.

SOKAK

Albay Penne ve Senatör Rissotto, olayları büyük bir zevkle izlemekteydi. Halk isyanı git gide büyüyordu. Evler yanıyor ve daha da kötüsü yağma başlamıştı.

Rissotto: Az önce otel odasında Obi-Wan’ı gördüm sanki.

P: Obi-Wan yıllar önce öldü, Senatör. Başkasına benzetmişsinizdir siz onu.

R: Bilmem, belki de... Ama şimdi Obi-Wan gibi bir adamımız olsa, fena mı olurdu? İki dakikada yıkardık imparatorluğu!

P: Bırakın o salakları, Senatör. Onların yüzünden cumhuriyet yıkıldı, bir türlü koruyamadılar.

O esnada, Obi-Wan ve ekibi otelden çıkarlar. Rissotto ve Penne onları görürler ve gözlerine inanamazlar.

R: Sana demiştim, Albay. Bunlar onlar… (Bağırarak) Obi-Wan, Obi-Wan!!!

Obi-Wan sesi duyar sağa sola bakar ve Rissotto’yu görür.

O-W: Senatör Rissotto!!!

R: Evet evet, çabuk gelin buraya!

İMPARATORLUK BİNASI

Darth Vader hologram ile askerle konuşmaktadır.

Asker: Lord Vader, burası karıştı! Valiyi kaybettik. Halk isyanda, yağma başladı. Müdahale edemiyoruz.

D.V: Ne demek müdahale edemiyoruz?

Bir anda asker boğazını tutar. Boğuluyordur. Nefessiz kalmaya daha fazla dayanamayan asker, nalları diker. Darth Vader hışımla yerinden kalkar ve İmparatorunun yanına geçer. İmparator meditasyon yapmaktadır.

D.V: Aga, meditasyonunuzu bölüyorum ama…

İ: Evet, Lord Vader.

D.V: Takatuka gezegeni karıştı. İsyan başladı. Valimizi öldürmüşler. İşin içinde Obi-Wan ve Yoda’nın olduğunu düşünüyorum.

İ: Al işte! Şimdi de isyan başlattılar. Hemen oraya git, Lord Vader! İsyanı bastır! Diğer gezegenlerdeki valilere de haber ver. Sokağa çıkma yasağı başlatılsın.

D.V: Emredersiniz.

ASİ GEMİSİ

Albay Penne ve Senatör Risotto, Obi-Wan ve arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar.

R: E anlat bakalım Obi-Wan! Nasıl kurtuldun o kumpastan?
O-W: Kurtulduk işte, Senatör. Kurtulur kurtulmaz da Usta Yoda’yı da alıp Tabldot gezegenine gittik. Orada dükkân açtık, pide-kebap üzerine. Sonra diğer arkadaşlar aramıza katıldı. Şimdi de buradayız.

R: Sizi Allah çıkardı karşımıza, beyler. İsyanı biz başlattık. Yakında bütün galaksi de isyanlar başlayacak. Ordumuzu yeterli sayıya çıkarıp İmparatorluğu bitireceğiz. Siz de olursunuz artık, bu oluşumun içinde.

O-W: Ya şimdi, Senatör, ben takılmıyorum, biliyor musun galaksinin yönetim şekline? Ben sadece Vader’ı öldürmek istiyorum. Vader’ı öldürürüm gerisine karışmam, onu baştan söyleyeyim. Ama Usta Yoda ve diğer arkadaşlar size katılabilirler. Onlar meraklı devrim mevrim işlerine…

R: Ne olmuş sana Obi-Wan? İdeallerinden ne çabuk vazgeçmişsin? Büyük hayal kırıklığına uğrattın beni.

O-W: Ne yapalım? Biz de çağa ayak uyduruyoruz.

P: Ben size demiştim. Bu zihniyetteki adamlar yüzünden yıkıldı, cumhuriyet. Siz kendinizi bile koruyamıyorsunuz, cumhuriyeti nasıl koruyacaksınız?

O-W: Bir dakika Albay, sizinle çok savaşa girdim ben. Ne yamuğumu gördünüz? Size bu üslubu hiç yakıştıramadım, açıkçası.

Yoda sinirli bir şekilde araya girer.

Y: Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, yaptığınız kavgaya bakın. Ayıp, ayıp! Sizi yetiştireceğime taş yetiştirseymişim! Obi-Wan hiç itiraz etmiyorsun. Cumhuriyetin tekrar kurulmasına yardım ediyorsun. Penne, sen de laflarına dikkat et, işine konsantre ol! Ayhan, sen de ne öğreneceksen, öğren artık. Savaşa hazırlık ol! Spock, Kirk ve Han Solo, siz de ister bu savaşa katılın, isterseniz gidin, İki kararda da özgürsünüz. Zaman hareket zamanı! Senatör bizi karargâhınıza götürün.

Han Solo: Efendim, izninizle ben ayrılmak istiyorum, bu kadar aksiyon bana fazla. Paramı verirseniz gideceğim ben.

O-W: Peki Han Solo, emeklerinden dolayı çok teşekkür ederiz. Hayatta başarılar… Bizi bulmak istersen, nerede olduğumuzu biliyorsun.

H-S: Yok abi, nereye gittiğinizi bilmiyorum.

O-W: O zaman ararsın lan, düdük. Şov yapma!

Y: Ya siz Kirk, Spock?

K.K: Usta biliyorsun, bizi diziden atıllar. Devrimiz bitti bizim artık. Siz bize zor zamanımızda yardım ettiniz. Ekmek parası kazandırdınız. Biz kalmak istiyoruz.

Y: Pekâlâ, hadi gidiyoruz!

VALİLİK

Darth Vader, Takatuka Valilik Binası’nda incelemeler yapmaktadır.

D.V: Uzun zamandır güçte bir dengesizlik vardı zaten. Demek ki nedeni buymuş.

Asker: Lordum, anlayamadım.

D.V: Anlama zaten sen! İşine bak. Light saber izi yok. Acaba Jedilar yok mu isyanın arkasında? Asi oluşumu sonunda tamamlandı mı, yoksa?

İsyan git gide büyümektedir. İmparatorun heykeli de yıkılmıştır. Vader bir avuç asker ile birlikte sokağa çıkar. Büyük bir katliam meydana gelir. Vader önüne geleni kesmektedir. İsyan durmuştur ama öfkeler dinmemiştir.

KARARGÂH

Prenses Ananda, Osis gezegenin havalimanında beklemektedir. Senatörün gemisi havada belirir. İlk senatör iner, kapıdan hologramla biriyle konuşmaktadır.

S: Yapma be, ne zaman oldu bu olay? Of, kötü olmuş bu.

Adam: Evet senatör Ama merak etmeyin. Vader’ın kıyımı halkı daha da isyana teşvik etti. Komşu gezegenlerde de isyan başladığı söyleniyor.

S: Bak bu iyi haber, dostum! Şimdi kapatmam lazım. En kısa zamanda oraya müdahale edeceğiz. Biliyorsun, yarın operasyon başlıyor. Hadi, iyi bak kendine!

Adam: Siz de efendim.

Penne: Ne oldu senatör?

S: Vader gezegende kıyım yapmış. Genç, yaşlı, kim varsa kesmiş, piç. Ama bu onlara pahalıya patladı. İsyan diğer gezegenlere sıçrıyor. Operasyon için tam sırası işte! Hazırlıklarımızı tamamlayalım.

Ananda gemiden inenler arasında, Obi-Wan ve Yoda’yı görünce şaşkınlığa uğrar.

Ananda: Usta Yoda! Usta Obi Wan! İnanmıyorum, siz yaşıyorsunuz.

Y: Evet kızım.

(Sarılırlar birbirlerine) Ayhan, Ananda’yı görünce beklentileri boşa çıkarmaz ve ona abayı yakar.

Ayhan: (İçinden) Bu hatuna kendimi göstermem lazım. Savaş zamanı bu zorda kalsa da, ben de çekip alsam bunu belanı içinden. Bu da bana vurulsa fena mı olur ya?

Ananda: Bu arkadaş kim?

O-W: Ha, o mu? Bizim bulaşıkçı…

Y: Bulaşıkçı olur mu? Obi, senin çırağın. Jedi eğitimi alıyor, ablası.

Ayhan: Memnun oldum. Ayhan ben… (İçinden sinirlenerek) Pis yer cücesi, ne ablası lan? Kaç yaş fark vardır ki aramızda? Belki de yaşıtız. Devireceğim ben bu hatunu görürsün.

Ananda: Ben de Ananda… Hoş geldin aramıza, Ayhan.

TAKATUKA GEZEGENİ

Darth Vader’ın hologramı çalar. Arayan İmparator’dur.

İ: Lord Vader, neler oluyor? Başka gezegenlerde de isyan başlamış.

D.V: Aga, daha yeni isyan bastırdım. Ne oldu? Öyle iki dakika yalnız bıraktık galaksiyi,hemen başka isyan başlamış. Ne yapacağız, aga?

İ: Orada asayiş sağlandı, di mi?

D.V: Evet, askerler sokağa çıkan herkesi vuruyorlar.

İ: Güzel, şimdi hemen sen buraya gel! Acil toplantı yapmamız lazım.

D.V: Tamam efendim, yola çıkıyorum, şimdi. (Hologramı kapatır) Başlayacağım lan senin isteklerine! Ayakçı yaptı bu da bizi iyice. İmparator olmuşsun, galaksiyi yönetmeyi bilmiyorsun. Hayret ya!

KARARGÂH

Albay Penne, tahtada savaş taktiği vermektedir. Ananda ise Obi-Wan ile konuşmaktadır.

A: (Ayhan’ı göstererek) Nereden buldunuz bu yakışıklıyı?

O-W: Hangi yakışıklıyı Mr.Spock’ı mı?

A: Hayır, ne yapayım ben o eşek kulaklıyı? Ayhan mıydı? Sarışın çocuğu diyorum.

O-W: O mu yakışıklı, kızım? Sen dalga mı geçiyorsun? Neresi yakışıklı onun?

A: Ne istiyorsun be çocuktan? Jedi eğitimini de yarıda kesmişsin zaten.

O-W: Ben mi kesmişim? Kim dedi sana bunu? Ayhan mı?

A: Evet, az önce lafladık biraz. Niye eğitimini yarıda kesiyorsun?

O-W: Ya bırak, tahta kafalı lavuğu! Bir bok öğrenemez. Sen neler yaptın? Sarayı satmışsınız.

A: Ya öyle oldu, ya? İmparatorluğa, izimizi kaybetmek için sarayı sattık, paraya da ihtiyaç vardı isyan birliği için.

O-W: Anladım.

Albay Penne, Ananda ve Obi-Wan’ın onu dinlemeyip konuştuklarını görünce, onlara bağırır.

Penne: Arkada konuşanlar, burası park değil! Konuşacaksınız, gidin, dışarıda konuşun!

O-W: Albayım, burası sınıf değil; biz de öğrenci değiliz! Nerede, ne yapacağımıza siz karar veremezsiniz.

Yoda araya girer.

Y: Obi, lütfen! Ne konuştuk gemi de? Susun birazcık, adam bir şey anlatıyor.
O-W: Bana ne ya? Ne anlatırsa anlatsın, ben yarın Vader’ı öldüreceğim. Gerisi tın biliyor musun? Geçeceğim dükkânımın başına, misler gibi takılacağım!

Ertesi gün, saldırı için her şey hazırlanmıştır. Gemiler, askerler… Ayhan, hükümet binasını bombalama timine verilmişti. Yoda ve Obi-Wan ise, Vader ve İmparatoru öldürme görevine verilmişti. Ayhan gemiye binerken, Ananda yanına gelir.

Ananda: Başarılar dilemeye geldim.

Ayhan: Teşekkürler, efendim. Allah izin verirse yıkacağız imparatorluğu.

Ananda, Ayhan’a bir kolye verir.

Ananda: Bunu yanında taşı, sana uğur getirir.

Ayhan: Daha takmadan, beni sizle tanıştırarak şans getirdi, kim bilir takınca, neler olacak?

Ananda utanarak güler.

Uzakta, Obi-Wan, Yoda ve Rissotto konuşmaktadırlar.

O-W: Bak, bak resmen kraliçeye asılıyor, lavuk! Lan kraliçeyle takılarak aristokrat olunmaz. Her şeyi geçtim, savaşı mahvedecek, paşam.

Y:Bırak onları, genç onlar.

O-W: Usta, zamanında niye bana da izin vermedin? Sevdiğim bütün kızlar kaçtı, sizin yasaklarınız yüzünden.

Y: Eskiyi unut artık Obi, savaş bitsin, seni ellerimle evlendireceğim.

O-W: Bu ellerle mi?

Rissotto: Beyler, bırakın dünyevi işleri! Artık o iki yaratığı öldürün. Siz olmasanız şansımız çok düşüktü. İmparatorluk çok zayıf şu anda, isyanlara dayanamazlar. Birkaç saate bütün isyancılara silah ulaştıracağız. Zafer bizimdir!

O-W: E hadi bakalım! Haydi usta, biz de kaçalım artık.

Ve asiler İmparatorluk Binası’na doğru hareket ederler…

Can Öktemer

28 Mart 2011 Pazartesi

Yıldızların Altında (III)

Galaksinin en karanlık ve en bilinmez yerinde yuvarlak masa toplantısı vardır. Albay Penne, Kraliçe Ananda ve Senatör Rissotto hararetli bir şekilde, galaksinin geleceğini ve imparatorluğu nasıl yıkacaklarına dair planlar yapmaktadırlar.

Rissotto: Arkadaşlar, galaksimizde korku hâkim, insanlar mutsuz, umutsuz. Buna bir çözüm bulmalıyız.

Ananda: Evet, sayın senatör haklı. Kesin bir çözüme ihtiyacımız var. En kısa sürede isyanı başlatıp, isyanı bütün galaksiye yaymalıyız.

Penne: Geniş çaplı bir isyana henüz hazırlıklı değiliz, Ananda. İmparatorluk çok güçlü... Ah, birkaç Jedi şövalyem olaydı, İmparatorluk falan kalmazdı!

Rissotto: Onların devri maalesef bitti. Yaşayan Jedi kalmamıştır bile. Elimizdeki askerlerle yapacağız, bu devrimi.

Penne: Ben bu halka güvenmiyorum, Senatör. Referandum sonuçlarında galaksiyi Palpatin yönetmeli diyenlerin sayısının ne olduğunu hatırlıyorsunuz di mi? Darbeyi askerler yapmalı!

Ananda: Ama darbe galaksimizi 10 yıl geriye götürür.

Penne: Şu anda çok mu ilerideyiz, Sayın Ananda?

Rissotto: Bir dakika beyler bayanlar! Bu devrimi beraber yapmalıyız. Demokrasiye ve özgürlüğe olan inancımızı kaybetmemeliyiz. Takatuka gezegenindeki adamlarımıza haber verelim. İsyan başlasın.

LİSELİM

Liselim gemisi uzayda süzülmektedir. Bu sırada, Obi–Wan, Ayhan’a Jedi eğitimi vermektedir.

O-W: Şimdi Ayhan, Jedi eğitimi hakkında ne duydun bilmiyorum ama işin olayı kalptedir, tamam mı? Alacaksın ışın kılıcını ve Allah ne verdiyse girişeceksin düşmanına.

A: Abi siz, masa sandalye kaldırmıyor muydunuz beyin gücüyle?

O-W: Ya, o kolay lan! İki dakikalık iş… 100 tane asker saldırdı diyelim. Sandalye mi atacaksın adamların kafasına, dümbelek? Ha, bu arada sakın bir kahramanlık yapıyım deme! Biz burada götümüzü kurtarmaya çalışıyoruz. Öyle, yok imparatorluğu yıkayım, yok Jedi düzeni tekrar gelsin sakın ha! Düşüneyim deme!

A: Yok abi ama usta Yoda ile konuştuğumuz zaman, cumhuriyet tekrar ilan edilmeli diyor.

O-W: Sen bakma Yoda amcana, yaşlandı, bunadı o. Cumhuriyeti de biliyoruz oğlum biz. Asgari ücretle cumhuriyetin bekçiliğini yapıyorduk. Üstüne evlenmektir, yuva kurmaktır, bunlar da yasak. Ben ne anlamadım bu cumhuriyetten? Ben kendi dalgama bakarım arkadaş, sen de öyle yap. Vader’ı öldürelim sonrası şeyimde değil açıkçası.

İMPARATORLUK BİNASI

Pala Palpatin çok sinirlidir. Vader ve Konoli’ye bakar.

P: Çok sinirliyim, çocuklar! Hanginizin kellesini alsam da, rahatlasam? Bin bir emekle kurduğumuz imparatorluğumuz sallantıda. Neden? İki tane bunak eski Jedi yüzünden ve benim milyarlık ordum ve sith lordu çırağım Vader, onları yakalayamıyor; aksine üstüne dayak yiyor, iyi mi?

D.V: Aga, çok özür dilerim. Bu hatamı telafi etmek için elimden gelenin fazlasını yapacağımdan şüpheniz olmasın.

P: Eminim öyledir, Lord Vader. Sana bir şans veririm fakat yanındaki süzmeye bir şans daha verir miyim, bilmiyorum açıkçası.

Konoli: Efendim, lütfen ben de bir şansı daha hakediyorum.

P:Bilmiyorum, göreceğiz. Şimdi beni yalnız bırakın. Bütün galaksi alarmda, 48 saat içinde o adamları bulacağım. Vader, galaksideki bütün valileri uyar! Gözlerinden bir şey kaçırmasınlar. Hata yapanı bu sefer affetmem. Hadi iş başına!

LİSELİM

Han Solo, gemiyi otomatik pilota bağlamıştır. Obi-Wan ve Ayhan’ı seyretmektedir. Yoda ise uyuklamaktadır. Spock ve Kirk ise eski günleri yad ediyorlardır. Bu sırada, Obi-Wan ve Ayhan ışın kılıcı ile dövüşürler. Obi-Wan bir darbeyle Ayhan’ı alt eder ve bu duruma çok sinirlenir.

O-W: Mal bu çocuk, mal! Usta Yoda bir de diyorsun ki, bu çocuk seçilmiş çocuk… Anakin hani biraz uyuyordu seçilmiş çocuğa. Ya bunun ne özelliği var? (Ayhan’a döner) Güzel kardeşim, kılıcı şey tutar gibi tutmayacaksın. Adam gibi tutacaksın! Sabahtan beri ne anlatıyorum, ben sana?

A: Pardon usta!

Y: Bağırma çocuğa, Obi. Öğret bütün bildiklerini, göreceksin, bu çocukta büyük cevher var, kurtaracak galaksiyi karanlıktan.

O-W: Usta ben götümü kurtarayım da galaksisi eksik kalsın.

H-S: Evet beyler, yolculuk nereye? Benim seçtiğim yeri beğenmediniz. Siz seçin, bu sefer.

Kaptan Kirk araya girer.

K.K: Beyler, Takatuka gezegenine gidelim. Orada galaksi kanunları geçmez. Birkaç gün orada takılalım saklanırız.

O-W:Nere lan ora? Hiç duymadım.

K.K: Hocam orası, teröristlerin, katillerin yaşadığı bir gezegen… İmparatorluk orada bir türlü hâkimiyet kuramadı. O yüzden, birkaç gün rahat ederiz.

TAKATUKA GEZEGENİ

Albay Rissotto’nun adamı, gezegende sözü geçen bir teröristle konuşmaktadır.

Bonito: Anlaştığımız gibi, Valilik binasında patlamalar ve protestolar olacak. İlk hamlemiz bu. Halkın tepkisine göre, eylemlerimizi sertleştirebiliriz. Sizin hazırlıklarınız tamam mı?

Marley: Biz hazırlıklarımızı tamamladık. Umarım, siz de sözünüzde durursunuz. İmparatorluk yıkıldıktan sonra, bu gezegenin anahtarını bana verirsiniz.

Bonito: Sen hiç merak etme. Albayım, seni es geçmez!

Liselim gemisi, Takatuka gezegeninin semalarında belirir. Etrafta silah ve bomba sesleri vardır. Gemi toprağa iner. Bizimkiler, tedirginlikle sağa sola bakarlar. Kirk ve Spock, zamanında bu gezegende kalmanın verdiği tecrübeyle onları bir otele götürürler.

Kirk: Beyler, gelin! Bu otel güvenilir.

Hep beraber otele geçerler. Resepsiyonist onları sallamaz. Obi-Wan ses tonunu sertleştirerek:

O-W: Koçum bakacak mısın bize?

R: Evet buyurun. (Yoda’ya bakarak) Yalnız hayvanları dışarıya bağlıyoruz.

O-W: Ne hayvanı lan?

R: O yanınızdaki yeşil şey… Onu dışarıda bırakın, lütfen!

O-W: Lan eşek! Sen Jedi ustası Yoda’ya hayvan mı diyorsun? Alırım kelleni! (Işın kılıcını çıkarır)

R: Hop beyler, akıllı olalım! Bir telefonla bir kamyon adam yığarım buraya.

O-W: Çarşı karışsın, beyim. Yüreğin varsa çağırırsın.

Kirk araya girer.

K.K: Beyler, bir yanlış anlama oldu. Sakin olalım. Sen bize oda ver şimdi. Hayvan dediğin Jedi masterı… Allahtan kulakları biraz ağır işitiyor. Duysa bu dediklerini gövden kelleni arıyor olurdu.

Y: Obi-Wan neler oluyor? Neden çıkamadık hala odamıza?

O-W: Usta, ufak bir yanlış anlama oldu. Onu kökünden halledip çıkacağız.

R: Bu seferlik böyle olsun. Ama arkadaş akıllı olsun, rahatsızlık istemiyorum. Burası nezih bir otel (Bu esnada yukarıdan silah sesleri duyulur).

Bizimkiler, odalarına çıkarlar. Obi-Wan sinirli bir şekilde:

O-W: Hay arkadaş, koca galaksi, binlerce gezegen var. Bizim geldiğimiz yerlere bak hele. Nerede kolpa adam, nerede kolpa gezegen varsa, biz oradayız.

K.K: Hocam bir dahaki sefere, sen seç gezegeni, oraya gidelim.

O.W:Kaptan rica ediyorum, uzatmayalım bu konuyu.

Bu esnada, otele bir imparatorluk askeri gelir. Resepsiyona bir ilan bırakır. İlanda, ölü ya da diri Obi-Wan Kenobi ve arkadaşlarını yakalayana 1000 imparatorluk altını vaat ediliyordur Resepsiyonist, otelinde arananların olduğunu anlayınca çok şaşır ama askerlere çaktırmaz. Askerleri uğurlar ve kendi kendine:

R: Ulan, bunlar onlar… Hemen Bonito’yu arayayım.

BARTU AİLE BEZİK BRİÇ OKEY SALONU

Takatuka gezegenin en ünlü suçlusu Bonito, okey oynamaktadır. Ortam biraz gerilmiştir, Bonito taş çalmaktadır. Oyunculardan birisi buna sinirlenir.

Oyuncu 1: Olmuyor, Bonito Abi! Bir çaldın, iki çaldın, ses çıkarmadım ama bu kaçıncı? Oyunun zevki kalmıyor. Bu ne ya, saksı mıyız biz? Adisyona bak, çaylar, oraletler havada uçuşuyor. Hesabına oynuyoruz. Yapma gözünü seveyim!

Bonito hiç konuşmaz. Okey tahtasını bırakır. Silahını çıkarır ve isyankar oyuncunun kafasına sıkar.

Bonito: Evet beyler, oyun bitmiştir. Bu oyun üç kişi oynanmaz. Ben kazandım.

Diğer oyunculardan ses çıkmaz. Salon sahibi, Bonito’ya seslenir.

SS: Bonito, telefon var sana, acilmiş!

B: Tamam geliyorum (Telefonu alır). Evet, ne haber? Eyvallah, iyi diyelim, iyi olalım. Akşama bir canlı bomba işi var, ona hazırlanıyoruz, bakalım. Kim dedin?

R: Abi Jedi şövalyeleri burada. Vallahi diyorum, kellelerine 1000 imparatorluk altını konulmuş.

B: Yapma lan! Koçum sen onları otelden çıkarma. Ben canlı bomba işini ayarlayıp hemen geliyorum. Sağolasın, aradığın için… Bu işten bir güzellik yapacağım, ben sana, merak etme. Beyler, hadi kalkın! Büyük iş aldık.

OTEL ODASI

O-W: Bu ne be? Kapana kısıldık. Ne yapacağız? Vader’ı indirmek lazım, tez zamanda.

Y: Tek başına başarman, çok zor Obi. Ayhan’ı en kısa zamanda eğitmelisin. Onunla bir olup, Vader ve imparatoru yıkabilirsiniz.

O-W: Ya usta, bu kişisel bir mesele, çoluk çocuğu karıştırma!

A: Hocam yeter ama! Bana hiç mi güvenmiyorsun? Ben kendime güveniyorum. Beni artık ezmeye çalışma!

Bu çıkış herkesi şaşırtır. Uzun bir sessizlik olur. Bu sırada, Takatuka gezegenine gizemli bir uzay gemisi iner.

Senatör Rissotto, Takatuka gezegenine gizli bir şekilde iner ve Albay Penne ile buluşur.

R: Merhaba albay, nasıl son durumlar? Akşama hazır mıyız?
P:Hazırız senatör. Valilik binasında canlı bomba patlayacak.
R: Güzel, güzel!

GİZLİ BİR KARAGAH

Bonito, canlı bomba ile konuşur.

B: İlk işin mi bu?

CB: Evet efendim!

B: Sonsuz ve mutlu bir hayata hazırsın di mi?

CB: Evet efendim, parayı peşin alıyorum yalnız!

B: Tamam, o iş kolay. Anlaştığımız saatte valilik binasında olacaksın.

CB: Tamam efendim.

İKİ SAAT SONRA

Valilik binası ve Obi-Wan’ın kaldıkları otel yan yanadır. Canlı bomba, valilik binası önündedir ve bombanın pimini çekmek üzeredir. Buesnada, Obi-Wan lobide meditasyon yapmaktadır. Bonito ise pusuya yatmış, Obi-Wan ve Yoda’yı haklamak için doğru zamanı beklemektedir. Albay Penne ile Senatör Rissotto, otele yakın bir yerde saklanmışlardır. Rissotto sağa sola bakarken, Obi-Wan’ı görür, otelin lobisinde.

---III. BÖLÜMÜN SONU---

Acaba ne olacak bir sonraki bölümde, canlı bomba ölecek mi? Rissotto, Obi-Wan’ı bir tanıdığa mı benzetecek? Bonito kahramanlarımızı üçüncü bölümde öldürerek diziyi erken mi bitirecek?

Can Öktemer

Derin Beşiktaş

Baştan uyarmam gerekir ki bu yazının sonucu aslında kimseyi ilgilendirmiyor ve ben bu yazı içimi dökeceğim bir mecra olarak kullanıyorum.

Benim gibi çeyrek yüzyılı tamamlamış Beşiktaşlıların da şahit oldukları gibi, Beşiktaş’ın en kahırlı zamanlarını gördük biz. Fırtına gibi estiği dönemin sonuna yetiştik. Milne ile bocalama dönemi başlıyordu, biz ilk 11’i ezbere saymaya başladığımızda. Sonra sırasıyla Beşiktaş’ta yetişmiş oyuncuların kopuşuna şahit olduk, Feyyaz, Ali, Sergen, Recep ve Gökhan gitti. Rıza, Metin ve hatta Şifo Mehmet gitmemek için futbolu bıraktı. Büyük emek veren oyuncuların bazıları utanç verici bir sessizlikle, bazıları ise yerin dibine sokan gürültülerle terk ettiler Şeref Bey Stadı’nı. İlk devreyi 8 puan önde bitirdiğimiz ligi kaybettiğimizi de gördük, 3-0 öndeyken, 3-3 biten maçı da gördük. Hatta beynelmilel organizasyonlarda, kendi kalemizde bir elin parmağıyla sayılamayacak kadar gole de şahitlik ettik. Yine de gerçekten, hiçbirinde Taraf gazetesinin 26 Mart’ta çıkan ‘Hanımağa’ taraftarı dayaktan geçirmiş başlıklı haberi kadar kahrolmamıştım.

İddiaya göre, Hanımağa lakaplı eski polis Güniz Akkuş, İÜ öğretim görevlisi sosyolog Serdar Taşçı ve Çarşı grubu bir süreliğine kendini feshettiğinde, "Yeni Çarşı’nın lideri benim" diye ortaya fırlayan Erdem Fora’nın aralarında bulunduğu bir çete, 15 Mart 2010’da oynanan ve tarftarlar arasında çıkan kavgayla hatırlanan maçta, Demirören’i protesto eden taraftarları dövmek için özel olarak tutulmuş. Kamuoyu için bu haber Ergenekon, Libya ve seçim tartışmaları arasında kaybolup gitti. Spor medyasının zaten bu haberin üstüne gidip sorumlularını sıkıştırmasını da beklemiyorum ama bu Beşiktaş’taki ilk derin vukuat değil. Hatırlarsanız, büyük (!) menajer Sinan Engin de çok sevgili ağabeyi Alaattin Çakıcı’nın yurt dışına kaçmasını Beşiktaş’ı kullanarak sağlamış, daha sonra da tüm telefon kayıtları ortaya dökülmüştü. Buna karşılık, Beşiktaş Engin’e görevden el çektirmiş fakat daha sonra Demirören yönetimi bir kez daha Sinan Engin’i göreve getirebilmişti. Demirören’in de o günlerde vermediği hesabı, bu iddia karşısında vereceğini hiç sanmıyorum ki zaten geçen sene o dayağı yiyenler, bu sene alınan yıldızlarla Başkan’ı bağırlarına gayet rahatça basabildiler. Yani ortada bir şikâyetçi yok, atan da yiyen de memnun.

Elbette ki, serbest piyasanın belirleyici olduğu her alanda kapitalist ilişkilerle birlikte yozlaşmanın da geldiğini hesaba katmak gerekir. Türkiye için, zaten etik karnesi hiçbir zaman parlamamış futbola bu yozlaşmanın artık iyice hâkim olduğunu meydana çıkarmaktan başka bir şeye yaramayacak bu haber. Arkasından ne kapsamlı bir soruşturma, ne de ciddi bir sosyal mevki kaybını getirecek. Geçmişle hesaplaşma adına konuşmanın çok daha kolay olduğu bu dönemde dahi, futbol asla bu günahlarla yüzleşme alanına girmeyecek. Bu kokuşmuşluğun içinde, Sinan Engin futbol yorumculuğu yapmaya ve Demirören de bir “dünya kulübü” yaratma hevesine devam edecekler.

Velhasıl-ı kelam, işbu yazı, kişisel olarak Beşiktaş’ı desteklemeyi bu hesaplaşma yaşanana kadar bıraktığımın kamuoyuna ilanıdır. Kendimi bildim bileli tutkuyla sevdiğim, uğruna gözyaşları döktüğüm, polis dayağı yediğim (kavga ayırmaya çalışırken), saatlerce ayakta beklediğim ve günü birlik deplasman yolculuklarına katlandığım takımımdan ne kadar zor da olsa ayrılıyorum. Çünkü artık ağzımda çok buruk bir tat var ve siyahın yanına beyazı koymaya utanıyorum.

Emre Can Dağlıoğlu

27 Mart 2011 Pazar

Yıldızların Altında (II)

Han Solo’nun kullandığı Liselim adlı uzay gemisi, Gundera gezegenine iniş yapmaktadır. Obi-Wan sinirli, Yoda uykulu, Ayhan Skywalker ise şaşkındır çünkü ilk defa çıplak kadın görmüştür.

O-W: Lan çıplaklar gezegenine neden getirdin bizi? Başka yer bulamadın mı kaçacak?

H-S: Obi Abi yıllardır gelmeyi istemiştim. Siz götür bizi buradan diyince, aklıma direkt burası geldi, Abi. Of Ayhan, şu karıya bak lan taş taş…

İMPARATORLUK BİNASI

İmparator, Konoli’yi fırçalamaktadır.

İ: Konoli, beni hayal kırıklığına uğrattın!

Konoli: İmparatorum, her şeyim, efendim, kusura bakmayın. Çok özür dilerim.

Darth Vader içeri girer.

D.V: Aga, emrettiğiniz gibi bütün galaksilere Obi-Wan ve ekibinin yakalatılması için yazılı ve sözlü emir verdim.

İ: Güzel! Nerede kalmıştık? Konoli, böyle bir başarısızlık sonrasında, ancak kelleni alırsam rahatlarım!

Konoli: Yapmayın, efendim! Ben başsız yaşayamam. Yapmayın, hem size yakışmaz di mi, benim yumurta kafamı kesmeniz?

D.V: Aga, izin verirseniz, bir önerim var.

İ: Buyur

D.V: Aga, Konoli bize çok güzel hizmetlerde bulundu. Size önerim, onu Tabldot gezegeninden alıp Obi-Wan ve ekibini yakalama timinin başkanlığına getirilmesidir.

İ: Uygun olabilir. Konoli, çık dışarı! Biz çağırana kadar sakın gelme, hadi!

Konoli: Emredersiniz!

İ: Senin, bu önerini bir şartla kabul ederim, Darth Vader. Obi-Wan ve ekibini yakalama timinin başına geçeceksin. Konoli de senin yardımcın olacak.

D.V: Siz nasıl uygun görürseniz!

GUNDERA

O-W: Ya hu birader, sen bizi buraya niye getiriyorsun? Gidecek başka yer mi yoktu, çıplaklar gezegenine indirdin bizi?

H-S: Ya hocam, sen de hiçbir şeyden anlamıyorsun, bak şu hatunlara taş! Taşşşş!

Y: Obi-Wan, sen bize kalacak yer bak.
O-W: Kalacak yer mi? Usta sen kafayı mı yedin? Bütün galaksi bizim peşimizden koşturuyor, her yerde aranıyoruz. Bu geceyi ormanda geçirelim de yarın gideriz buradan! Ayhan, sen nereye gidiyorsun lan?

Han Solo, Ayhan'ı kolundan çekiştirip götürmektedir.

H-S: Obi Abi, siz merak etmeyin. Biz akşama doğru geliriz. Şöyle bir şehir turu yapalım.

O-W: Doğru lan, sen varken (!) niye merak edeyim ki? Dikkatli olun!

Y: Obi-Wan artık ver çocuğa Jedi eğitimini, zaman geçiyor.

O-W: Usta yerinde durmuyor ki! Bak gene gitti.

Y: Bu çocuk böyle Obi-Wan… Sen hiç aklı başında kahraman adayı gördün mü?

O-W: Doğru diyorsun usta! Kirk, Spock gidin şunlara göz kulak olun!

GUNDERA BARLAR SOKAĞI

H-S: Ayhan, gel şu bara gidelim.

A: Neden o bara gidiyoruz?

H-S: Oğlum kaç dakikadır şu hatunu kesiyorum. O da bana bakıyor. Deviririm onu bu akşam ben.

A: Abi, hangisini kesiyorsun? Hepsi çıplak!

H-S: Tamam hepsi çıplak da, kalçadan falan birbirlerinden ayırabiliyorum.

Bodyguard, onları tam bara girerlerken durdurur.

B: Kıyafetli almıyoruz yalnız!

A: Niye?

B: Bu şekil, kıyafetli alamıyoruz, yasak! Siz turistsiniz galiba.

A: Evet, nereden bildiniz?

Han Solo soyunmaya başlar.

A: N’apıyorsun lan?

H-S: Oğlum soyunuyorum lan, görmüyor musun?

A: Lan niye soyunuyorsun?

H: Oğlum dayanamayacağım, gireceğim diskoya! Bir daha fırsatım olmayabilir.

Bu sırada Gundera'nın en meşhur üç kağıtçısı Bebbe Fuck gelir.

B.F: Gençler, siz turist misiniz?

H-S: Evet.

B.F: Hocam, ben emanetçiyim. Verin kıyafetleri, benim dükkâna koyalım.

Han Solo, Ayhan'ı da soymaya başlar, kıyafetleri emanetçiye verirler.

A: Oğlum bari ışın kılıcını vermeseydin.

B.F: Işın kılıcı mı?

H-S: He ama al hocam al sen! Senin dükkân nerede?

B.F: Nah şurada!

H-S: Ha orası mı? Tamamdır hocam, hadi yürü Ayhan!

A: Ya bari ışın kılıcı bende kalsaydı!

H-S: Yürü, bak yürü! Kadınlar akıyor, akıyor!

BEBBE FUCK’IN EMANETÇİ DÜKKÂNI

B.F: Oğlum, bunlar İmparatorluğun aradığı suçlular olabilir mi?

The Kanka: Abi ışın kılıcı falan… Bunlar kesin onlar…

B.F: Dur o zaman. Arıyorum, emniyet müdürlüğünü. Eğer onlarsa parayı gümletiriz, değillerse satarız kıyafetlerini, yine sakalımızı alırız.

Bebbe Fuck emniyet müdürlüğünü arar.

İMPARATORLUK BİNASI

Darth Vader hızlı bir şekilde İmparatorun yanına gelir

D.V: Aga, yerlerini tespit ettik.

İ: Çok güzel… Nerelerdeymişler?

D.V: Gundera gezegeninde. Hemen harekete geçiyorum.

İ: Bu sefer hata istemiyorum, Darth Vader.

GUNDERA BARLAR SOKAĞI

Kaptan Kirk ve Mr. Spock heyecanla Ayhan ve Han Solo'yu aramaktadırlar

K.K: Spock, nerede lan bunlar? Aramadığımız yer kalmadı.

M.S: Kaptan Kirk, acaba hologramla mı arasak?

K.K: Olabilir, dur arayayım. Ayhan neredesiniz? Bize yerinizi belirtin!

Bebbe Fuck dükkânda çay içmektedir, bir anda hologram belirince şaşırır.

B.F: Ne oluyor lan?

K.K: Ayhan, duyuyor musun beni?

B.F: Bu kim lan?Alo, ben Bebbe Fuck!

K.K: Bebbe mi? Sen kimsin kardeşim? Bana Ayhan'ı ver!

B.F: Burada öyle biri yok! Bu nasıl kapanıyor lan?

The Kanka, on-off tuşuna basar ve hologram kapanır.

M.S: Ne oldu, Kaptan?

K.K: Bilmiyorum, Bebbe Fuck diye biri cevap verdi.

M.S: O kim?

K.K: Bilmiyorum ama bizimkilerin başı dertte.

ORMAN

Yoda ve Obi-Wan ormanda oturmaktadırlar üstlerinden İmparatorluk gemisi geçer

O-W: Usta, İmparatorluk gemisi! Yerimizi tespit ettiler!

Y: Haa!

O-W: Ne haa’sı? Vader, yerimizi tespit etti, buradan gitmemiz lazım!

Hologramı çalıştırır.

O-W: Kaptan Kirk, neredesiniz? Ayhan ve Han Solo'yu buldunuz mu?

K.K: Yok efendim, bulamadık ama ipucu bulduk.

O-W: Ne ipucu lan? Darth Vader bizi buldu. Dur bekleyin, yanınıza geliyorum!

GUNDERA BARLAR SOKAĞI

K.K: Spock oğlum, çabuk olmalıyız! Vader burada!

M.S: Darth Vader mı?

Darth Vader cümleyi böler.

D.V: Evet benim! Teslim olun, asiler!

Tam bu sırada, Obi-Wan havada parendeler atarak gelir.

O-W: Teslim olmayın gençler!

D.V: Obi-Wan!

O-W: Evet, Anakin Skywalker! Seninle artık hesaplaşma vakti geldi!

D.V: Anakin mi?

Obi-Wan ve Darth Vader dövüşmeye başlarlar. Bu sırada, Kaptan Kirk ve Mr. Spock olay yerinden kaçarlar.

İMPARATORLUK GEMİSİ

Konoli askerlere emir verir.

Konoli: Askerler, ilk hedefiniz ormandır, ileri! Kaçak asileri yakalayın!

Asker 1: Ya kumandanım, canım benim, ya bir git yaa! Bugün hiç havamda değilim.

Asker 2: Benimde kanamam var, aranızda pedi olan?

Konoli sinirlenir.

Konoli: İyi, iyi! Ben yakalarım onları (Ayağı kayıp düşer ).

Darth Vader ve Obi-Wan kavga etmeye devam eder. Darth Vader, Obi-Wan'ı yere yıkar. Tam onu öldürecekken, Ayhan Skywalker onu kurtarır

A: Darth Vader!

D.V: Sen kimsin lan ?

A: Seçilmiş kişi! Sizin başınızı en çok ağrıtacak kişi!

D.V: Oğlum bendim lan, yeni şeçilmiş kişi! Sen ne zaman seçildin? Obi kim seçti lan bunu?

A: Usta Yoda seçti.

D.V: İyi sıranı bekle! Önce ustanı öldüreceğim!

A: Bekliyorum, tamam.

O-W: Salak, ne bekliyorsun lan? Saldırsana!

A: Evet, haklısın usta.

Ayhan’la Darth Vader kapışmaya başlarlar. Bu sırada, Obi-Wan yerinden kalkar. O da, Darth Vader'a saldırmaya başlar fakat ışın kılıçlarında bir sorun vardır, yanıp yanıp sönmektedir.

O-W: Ne oldu lan bunlara? Ayhan şarj etmedin mi bunları?

A: Usta unuttum ya, kusura bakma!

D.V: Gençler kusura ben bakarım, üzülmeyin.

A: Ne yapacağız usta?

O-W: E öleceğiz, napalım?

A: Ama usta, ben daha gençtim.

O-W: Senin salaklığın yüzünden geberip gideceğiz.

Darth Vader onlara doğru yaklaşır, Ayhan ışın kılıcını yere vurur.

O-W: Yere vurma lan ışın kılıcını! Kıracaksın gerizekalı!

ORMAN

Han Solo koşarak Yoda'nın yanına gelir

H-S: Soda sen burada mıydın? Şükürler olsun!

Y: Soda mı? Yoda oğlum Yoda, neredesiniz siz? Hem Ayhan nerede, Obi-Wan nerede?

H-S: Onlar zor durumda, gidip onları kurtarmalıyız.

Bu sırada Konoli gelir.

Konoli: Durun bakalım, bir yere gidemezsiniz!

GUNDERA BARLAR SOKAĞI

Kaptan Kirk ve Mr. Spock olaylar karşısında şoke olmuşlardır.

M.S: Ne yapacağız Kaptan? Müdahale etmeliyiz!

K.K: Haklısın, çıkar lazer tabancanı! Vuralım şunları!

İkisi lazer tabancalarını çıkarır ve Darth Vader'ı vururlar. Darth Vader yere düşer. Ayhan ve Obi-Wan onlara doğru koşar ve sevgi yumağı oluştururlar. Tam bu sırada, ışın kılıçları yeniden çalışır.

O-W: Öldür lan Darth Vader'ı, çabuk!

A: Olmaz abi! Bir kahraman, bayılmış bir düşmanını öldürmez.

O-W: O ne demek lan? Mal mısın? Öldür işte!

A: Olmaz usta, olmaz, zorlama!

ORMAN

H-S: Başkan, siz ne arıyorsunuz burada?

Konoli: Sus lan! Anam avradım olsun, doğrarım hepinizi!

Y: Yürü Hans, bu bize bir şey yapamaz.

H-S: Hans mı? Ne yani, intikam mı alıyorsun, Yoda?

Han Solo ve Yoda, Konoli'nin yanından geçerler. Obi-Wan ve diğerleri koşarak Konoli’ye çarparlar ve yere düşürürler.

O-W: Bu kim be? Hadi, usta buradan kaçıyoruz.

GEMİ

O-W: Neredeydiniz lan? Nasıl kurtuldunuz? Kirk tehlikedeler dedi.

A: Ha sağolsun, Kirk Abi! Bizi üçkâğıtçının elinden kurtardı. Gitti, bastı lazeri şerefsize! Aldı kıyafetlerimizi, bizi kurtardı. Allah razı olsun!

O-W: Ee, şimdi nereye gidiyoruz, Han!

H-S: Abi, sen o işi bana bırak!

---II. BÖLÜMÜN SONU---

Can Öktemer